Estetik İle İlgili Merak Edilen Sorular Ve Cevapları

Estetik İle İlgili Merak Edilen Sorular Ve Cevapları

Estetik İle İlgili Merak Edilen Sorular Ve Cevapları

 YÜZ GERME AMELİYATLARININ ETKİSİ KAÇ YIL SÜRER? TEKRAR AMELİYAT OLMAK GEREKİRMİ?

» Ameliyatın etkisinin kaç sene gideceğini söylemek çok zordur. Kişideki yaşlılık belirtilerinin derinliği, yapılan ameliyat yöntemi, yapılan ek uygulamalar, kişinin genetik özellikleri ve yüzdeki yaşlılık izlerinin derinliği bu süreyi etkiler. Fakat ameliyat genellikle 7-10 yıl, bazen daha fazla etkili olur.

 DİKİŞSİZ VE İZSİZ BİR YÜZ GERME YÖNTEMİ VARMI?

» Endoskopik yöntemlerde dahi belli bölgelerde dikiş izi kalmaktadır. Fakat tüm -ister açık yöntemle, ister endoskopik yöntemle yapılmış olsun- yüz germe ameliyatlarında kalan izler oldukça iyi gizlenmiş, kabul edilebilir izlerdir. Endoskopik yöntemlerde saçlı deride birer, ikişer santimlik 3-5 dikiş izi olur. Bu izler çok kısa olduklarından ve saç arasında kaldığından görülmez. Açık yüz germede ise saçlı deri içinde şakaktan kulağa doğru inen, kulak önünden geçerek hemen kulak arkasından ilerleyen ve hafifçe enseye doğru uzayan bir dikiş izi olur. Bu izin en görülebilir kısmı kulak önündeki kısımdır. Bu iz, yakından dikkatli bakılmadığı sürece görülmez. Yine de yüz germe ameliyatından sonra kulak önünde saçınızı biraz uzun tutarsanız tam kamuflaj sağlanmış olur.

AMELİYATTAN KAÇ GÜN SONRA GÜNLÜK OLAĞAN YAŞANTIMA DÖNERİM?

» Ameliyattan sonra bir-iki gün burnunuzda tamponlar olacağını ve burnunuzun üzerine konan alçının bir hafta kalacağını unutmamalısınız. Bunlar dışında anestezinin etkisi geçince evinize gidebilirsiniz. Ameliyata bağlı olarak yüzünüzde ve göz altlarında motluk ve şişlikler olması beklenen birşeydir. Bu morlukların geçme süresi kişiden kişiye değişmektedir. Yinede yüzünüzdeki hafif morluk ve şişliklere aldırmazsanız bir hafta içinde normal ev ve iş hayatınıza dönebilirsiniz. Şişlik ve morluklarda 10 gün içinde kaybolacaktır.

 DAHA ÖNCE GEÇİRDİĞİM BİR BURUN AMELİYATI KÖTÜ SONUÇLANDI VE TEKRAR AMELİYAT OLMAM GEREKİYOR. DOKTORUM BURNUMA KEMİK YADA KIKIRDAK KONMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ. BU KONUDA BİLGİ VERİRMİSİNİZ.

» Burun, ameliyat sırasında gereğinden fazla ufaltılmışsa yada hava yolunu açmak amacıyla burun ortasındaki -septum denen- kıkırdak fazlaca çıkarılmışsa burnun görüntüsü bozulabilir; burun ucu düşebilir. Burun sırtındaki kemik fazlaca alınmışsa burunda bir eğer görüntüsü oluşabilir. Bu eksiklikleri gidermek için eksikliğin olduğu kısımlara kemik yada yerine göre kıkırdak koymak gerekebilir. Kıkırdak genellikle kulak arkasından alınır. Daha fazla kıkırdak gerekliyse kaburgalardan alınabilir. Alınan bu kıkırdak dokulara istenen şekil verilir ve eksik olan kısımlara kullanılabilirler. Kemik almak gerektiğinde genellikle kalça kemiğinden alınır.

 AMELİYATIN SONUCUNUN KAÇ YIL ÖMRÜ VARDIR. TEKRAR BURUN ESTETİĞİ OLMAM GEREKİRMİ?

» Burun estetiğinin belli bir ömrü yoktur; sonuçları kalıcıdır. Fakat ameliyat sonucunun ortalama 9 ay- 1 yılda ortaya çıkacağını unutmayınız. Her ne kadar ödemleriniz hızla azalsa da burun kökündeki ve -özellikle açık rinoplastide- burun ucundaki ödemin kaybolması aylar alır. Öte yandan burun estetiğinde revizyon ihtimali her hasta için vardır. Bu, şu anlama gelir: ufak bir düzeltme, rötuş yapmak için bir kez daha ameliyat olmanız gerekebilir. Her klinikte belli oranlarda düzeltme ameliyatları yapılmaktadır. Genellikle 100 vakadan 3-5’inde revizyon yapmak gerekir. Daha ayrıntılı bilgi için bir alttaki soru ve cevaba bakınız.

 BURUN AMELİYATLARINDA İSTENMEYEN SONUÇLAR NELER OLABİLİR? SEKONDER BURUN ESTETİĞİ NEDİR?

» Estetik cerrahi kitaplarında iki bölüm halinde işlenen tek estetik ameliyat burun estetikleridir. Bunun sebebi burun ameliyatı olan hastaların bir kısmında istenmeyen, önlenmesi cerrahın elinde olmayan, önceden tahmin edilemeyen problemler çıkabilmesidir. Bu problemler, burunda hafif bir eğrilik, burun sırtında ele gelen bir pürüz şeklinde olabilir. Hastaların az bir kısmında düzeltme ve revizyonlar yapmak gerekir. Bu revizyon ameliyatlarına “Sekonder rinoplasti” denir. Sekonder rinoplasti, kötü yapılmış bir burun estetiği sonrası da gerekebilir. Eğer hastanın burun kemeri alınırken çok fazla kemik alınmış ise buradaki çöküklüğün ikinci bir burun ameliyatı ile düzeltilmesi gerekir, bu da buraya kemik yada kıkırdak konması ile gerçekleştirilir. Yada burnu istendiği kadar küçülmemiş hastayı tekrar ameliyat etmek gerekebilir. Sekonder burun ameliyatının en iyi şekilde sonuçlanması için ilk ameliyattan sonra oldukça uzun süre geçmiş olmalıdır. Burundaki dokuların eski esneklik ve yumuşaklıklarına tekrar kavuşmaları için en az 9 ay-1 sene geçmelidir. Daha erken yapılacak düzeltme ameliyatları hem çok zor olur hemde istenen sonuç alınamaz.

 BİR BURUN ESTETİĞİ GEÇİRDİM, GÜZEL OLDU FAKAT ŞU AN BİRAZ DAHA DOĞAL BİR BURUN İSTİYORUM. ŞU AN BURNUM O KADAR UFAK, UCU O KADAR KALKIK Kİ “ESTETİKLİ” OLDUĞUM ANLAŞILIYOR. TEKRAR DOĞAL GÖRÜNÜŞLÜ BİR BURUNA SAHİP OLMAM MÜMKÜNMÜ?

» Burnunuza tekrar doğal bir görünüm kazandırmak mümkündür. Söylediklerinizden burnunuzun çok ufaltıldığını, ucunun fazlaca kaldırıldığını anlıyorum. Daha doğal bir görünüm vermek için kulak arkasından kıkırdak almak gerekebilir; çünkü burnunuz sanırım gereğinden fazla ufaltılmış ve büyütülmesi gerekiyor.

 BİR BURUN AMELİYATI GEÇİRDİM VE ŞU AN BURNUMDAN NEFES ALAMIYORUM. BU DURUM DÜZELTİLEBİLİRMİ? (AMELİYATTAN ÖNCE ÇOK RAHAT NEFES ALIYORDUM)

» Ameliyat sırasında hava yolu daralmış ise burnunuzdan nefes almanızı engelleyebilir. Eğer burnun çatısı yeniden oluşturulurken çok dar olmuşsa bu tıkanıklığa yol açabilir. İkinci bir ameliyatla bu durum düzeltilebilir.

 HORLAMA PROBLEMİM VAR. BURUN ESTETİĞİ OLSAM AYNI ZAMANDA BU SORUNUMDAN DA KURTULABİLİRMİYİM?

» Horlama çok karmaşık bir rahatsızlıktır. Burundan gırtlağa kadar tüm nefes alma yolları horlamadan sorumlu olabilir. Bazen de horlama ile birlikte “Apne” dediğimiz uykuda nefesin kesilmesi sorunu olabilir. Burun estetiği sadece ve sadece horlamanın sebebi burundaki bir hava yolu darlığı ise faydalı olacaktır. Ayrıca -horlama ile birlikte apnede varsa- burun estetiği ile apne düzelmez. Dolayısı ile hastaların sadece ufak bir kısmında estetik burun ameliyatı sırasında horlama sorunu giderilebilir. Daha geniş bilgi için horlama ameliyatlarının yapıldığı bir merkeze başvurmalısınız.

DAHA ÖNCE OLDUĞUM BURUN AMELİYATIMDA FAZLACA KEMİK ALINMIŞ. İKİNCİ KEZ AMELİYAT OLACAĞIM VE DOKTORUM KALÇAMDAN KEMİK YADA KABURGAMDAN KIKIRDAK ALINMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ. BU BENİ KORKUTUYOR. BANA BU KONUYU BİRAZ AÇIKLAYABİLİRMİSİNİZ?

» Kaburgadan kıkırdak alındığı zaman genellikle tam kat bir kaburga kıkırdağı alınmaz. Kaburgadan kayık şeklinde bir parça alınır ve kaburganın bütünlüğü bozulmaz. Yalnız kıkırdak alınan kısımda bir dikiş izi olacaktır. Her ne kadar iz aylar, yıllar içinde silikleşse de görünen bir bölgede hafif bir olacağı kesindir. Kalçadan kemik almak gerektiğinde leğen kemiğinin iç yüzünden kemik alınmaktadır. Yani kemiğin alındığı yerde dışarıdan görülebilen herhangi bir çöküklük, eksiklik olmaz. Tabii ki bu bölgede de ince bir dikiş izi olacaktır, fakat bu iz çamaşırın yada mayonun içinde kalacak şekildedir.

AMELİYATTAN 2 GÜN SONRA BURUNDAKİ TAMPONLARIN ALINDIĞINI BİLİYORUM, FAKAT DİYORLARKİ BURUNDAKİ TAMPONLAR ALINIRKEN MÜTHİŞ BİR ACI DUYULUYORMUŞ VE ÇOK KANAMA OLUYORMUŞ. BU DOĞRUMUDUR?

» Eskiden gerçekten tamponlar alınırken hastalarımız ciddi biçimde ağrı duyuyor ve bir miktar kanama oluyordu; fakat günümüzde uygulanan yöntemler eskiye nazaran çok farklıdır. Bunu şöyle açıklayabilirim. Estetik burun ameliyatı sırasında burun yan kıkırdaklarını, ortadaki -septum dediğimiz- kıkırdaktan keserek ayırmamız gerekir. Eskiden bu kıkırdakları keserek ayırırken burun içi cildide -mukoza- kesiliyordu. Bunu şöyle hayal edebilirsiniz: Burun içini bir tünel gibi düşünün. Tünelin tavanında boylu boyunca bir kesik oluyordu. Dolayısıyla burun içine konan tamponlar, burun içinin tavanındaki bu uzun yara izine yapışıyordu ve tamponlar alınırken kanama ve ağrı oluyordu. Günümüzde ise burun içinden bu kıkırdak yapılar kesilirken öncelikle burun içi cildi, kıkırdaklardan ayrılmaktadır. Kıkırdak yapılar kesilirken burun içi cildi -mukoza- kesilmemektedir. Dolayısıyla burun içinde, burun boşluğunun tavanında eskisi gibi bir kesi ve yara oluşmamaktadır. Tamponlar alınırken, burun boşluğunun tavanında bir yara olmadığı için yapışmamakta ve hiç acısız alınmaktadır. Tamponlar alınırken genellikle bir iki damla kanama olur fakat bu da hemen burun kanadının alt yüzünde ameliyatın yapıldığı kesi yüzündendir. Sonuçta, günümüzde tampon çıkarılırken bir iki damla kanama olur, ağrı duyulmaz.

BURUN ESTETİĞİNDEN SONRA BURUN UCUNUN DÜŞTÜĞÜ SÖYLENİYOR. BU DOĞRUMUDUR?

» Rinoplasti sonrası burun ucunun düşmesi ancak burun ucundan yada septum dediğimiz orta kısımdaki kıkırdaktan fazlaca kıkırdak alınırsa oluşabilir. Ben ameliyatlarımın büyük çoğunluğunu açık yöntemle yapıyorum ve ameliyat sonunda tüm ayırdığım dokuları -kemik hariç- kalıcı ameliyat iplikleri ile birbirlerine tespit ediyorum. Hiç bir zaman septum yada burun ucundaki kıkırdaklardan aşırı kıkırdak çıkartmıyorum. Revizyon ameliyatı yaptığım hastalarım elbette var ama burun ucunda düşme gibi bir sorunla hiç karşılaşmadım.

 BEN 21 YAŞINDA BİR BAYANIM VE KEPÇE KULAK PROBLEMİM SEBEBİYLE ESTETİK AMELİYAT OLMAYI DÜŞÜNÜYORUM. BU AMELİYAT İÇİN GEÇ KALMIŞ OLABİLİRMİYİM?

» Kepçe kulak deformitesinin düzeltilmesinin zamanlamasında tek kural bu ameliyatın 4 yaşdan önce yapılmamasıdır. Kulak kepçesinin gelişimi 4-5 yaşında nerede ise tamamlanır ve kulak yetişkin boyutlarına ulaşır. Ameliyatı olmak için bir üst yaş sınırı ise yoktur. Kişi 4 yaşını doldurduktan sonra istediği zaman bu ameliyatı olabilir. Bizim önerimiz 4 yaşını doldurduktan sonra ilkokula başlamadan bu çocukların ameliyat ettirilmesidir. Böylece hem çocuğun kulak gelişimi tamamlanmış olur -ve ameliyat edilebilir-, hemde ilkokulda diğer çocukların alaylarına maruz kalmadan bu estetik kusuru düzeltilmiş olur.

 KULAKLARIMIN KEPÇE OLDUĞUNDAN ŞÜPHELENİYORUM. BU DEFORMİTENİN BİR ÖLÇÜTÜ VARMI? HASTALARINIZIN KULAKLARININ KEPÇE OLUP OLMADIĞINA NASIL KARAR VERİYORSUNUZ?

» Kepçe kulak deformitesi için bazı ölçütler verilsede burada asıl olan kişi çocuksa, diğer çocukların alaylarına konu olacak kadar kulaklarında açıklık olup olmamasıdır. Yetişkinlerde ise kişi kendini bu açıdan rahatsız hissediyorsa opere olabilir. Bu tamamen kişinin kendi tercihidir. Tıbbi anlamda ise bir kulakta kepçelik var demek için kulakta bazı bölgelerde gelişme geriliği (Y kıkırdak kıvrımı) bazı bölgelerde ise aşırı gelişme (konka kıkırdağı) olması gerekir (yukarıda ameliyat öncesi hazırlık başlığı altındaki ikinci resime bakınız).

 KEPÇE KULAK AMELİYATI SONUCU DUYMADA BİR DEĞİŞİKLİK OLURMU, DUYMADA HERHANGİ BİR SORUN YAŞAMA İHTİMALİ VARMIDIR?

» Kepçe kulak düzeltme ameliyatında sadece kulak kepçesine girişim yapılır. Duyma ile ilgili olan kısım iç kulaktır; kulak kepçesindeki deformite düzeltilirken iç kulakla ilgili hiç bir işlem yapılmaz. Ameliyat sonrasında duymada sorun yaşama ihtimali yoktur.

 EKİLEN SAÇLAR NEDEN DÖKÜLMÜYOR?

» Ekilmek üzere hazırlanan saç kökleri ense bölgesinden alınır. Bu bölgedeki saç kökleri başın diğer bölgelerindeki saç köklerinden yapısal olarak farklıdır. Görünüş olarak bir fark olmasada bu bölgedeki saç kökleri dökülmeye çok daha dirençlidir. Saç dökülmesine, saç köklerinin hormonlara duyarlılığının fazla olması yol açar ve ense bölgesindeki saç kökleri bu hormonlara duyarlı değildir; dolayısı ile enseden alınan saç kökleri saçsız alanlara ekilince dökülmez.

 EKİLEN SAÇLAR NORMAL SAÇLAR GİBİ UZARMI?

» Ekilen saçların uzama bakımından diğer saçlardan farkı yoktur, diğer saçlarınız ne hızla uzuyorsa ekilen saçlarda aynı hızla uzar. Yalnız saç ekiminden bir süre sonra -2 ila 3 hafta sonra- dökülür. Ekilen saçlar dökülür fakat kökleri canlı kalır. Yaklaşık 3 ay sonra ekilen saçlar kalıcı olarak çıkmaya başlar ve normal saçlar gibi uzar.

 ENSEDE EKİLECEK SAÇLARIN ALINDIĞI YERDE İZ KALIYORMU?

» İz sadece FUT yönteminde kalır, ki artık FUT pek uygulanan bir yöntem değildir. FUT yönteminde ekilecek saçların alındığı yer dikilerek kapatılır. Burada kalacak iz saçların arasında ve ince bir hat şeklindedir. Bu konuda daha geniş bilgi almak için doktorunuza danışmalısınız.

 SAÇ EKİMİ SONRASI EKİLDİĞİNİN BELLİ OLMAMASINI -ÇİM ADAM GÖRÜNÜMÜ YADA OYUNCAK BEBEK BAŞI GÖRÜNÜMÜ OLMAMASINI- NASIL SAĞLIYORSUNUZ?

» Burada doğal bir görünüm elde etmenin yolu öncelikle doğal bir alın-saç hattı oluşturmaktır. Bunun dışında ekilen saçların ekilme yönleri ve eğimleride başdaki diğer bölgelerdeki saçlarla uyum içinde olmalıdır. Bir diğer önemli noktada saçların ekilme sıklığıdır. Her vakada tek seansda yeterli sıklık elde edilemeyebilir ve ilk seansdan sonra sıkılaştırma seansları gerekebilir. Ayrıca ince ve tekli saç köklerinin en ön sıralara, daha kalın ve ikili-üçlü saç köklerinin daha arkalara ekilmesi görünümün daha doğal olmasını sağlar.

SAÇ EKİMİ İÇİN İYİ BİR ADAYMIYIM?

» Buna cevap verebilmek için öncelikle muayene olmalısınız. Saç tipiniz, köklerin sıklığı, saç köklerinin alınacağı ense bölgesindeki saç dağılımı ve ekim yapılacak alanın büyüklüğü burada önemlidir.

 SAÇ DÖKÜLMESİNİ ÖNLEDİĞİ İDDİA EDİLEN İLAÇLAR FAYDALIMIDIR? ÖNERİRMİSİNİZ?

» Piyasada bir çok ilaç ve söylenti var; fakat gerçek şudur: “Hiç bir ilaç, ölü saç köklerini canlandırarak kellik oluşmuş bölgelerde tekrar saç çıkmasını sağlayamaz. İlaçlar zayıflamış saç köklerini besleyerek daha sağlıklı saç çıkmasını sağlayabilir. Kişinin saçları fazlalaşmış gibi gözüksede kel olan bölgelerden yeni saç çıkması mümkün değildir.”

 SAÇLI DERİ YERİNE BAŞKA BÖLGELEREDE SAÇ EKİMİ YAPILABİLİRMİ? ÖRNEĞİN BİR AKRABAMIN YANIK YÜZÜNDEN KAŞLARI ÇIKMIYOR. SAÇ EKİMİ İLE BURADA KAŞ ÇIKARILABİLİRMİ?

» Skarlı alanlar saç ekimi için ideal bölgeler değildir fakat kaş yokluğunda saç ekimi ile kaş restorasyonu sağlanabilir. Sonuç hastalar için tatmin edicidir. Ayrıca saç ekimi ile sakal, bıyık onarımlarıda yapılmıştır.

 KÖTÜ UYGULANMIŞ SAÇ EKİMLERİNİ DÜZELTMEK MÜMKÜNMÜDÜR?

» Saç ekiminde kötü sonuçlar genellikle ekilen saçların yetersiz ekilmesine bağlıdır. Sıkılaştırma seansları ile görünüm daha iyi hale getirilebilir. Bazen çok kötü sonuç vermiş saç ekimi vakalarının lazer epilasyonla ekilen biçimsiz saçları aldırdıklarını da duyuyoruz.

 SIK SAÇLARA SAHİP OLMAM İÇİN NE KADAR SAÇ EKTİRMEM GEREKİR? BİR SEANSDA KAÇ SAÇ TELİ EKİLİYOR?

» Bu soruya gerçekçi bir cevap verebilmem için mutlaka muayene olmanız gerekir. İstenen saç sıklığını sağlamak için saç tipiniz, saçın rengi, ekilecek saçsız alanın büyüklüğü önemlidir. Fakat kitap bilgisi olarak en iyi sonuçların 3-4 seans saç ekimi ile elde edildiğini söyleyebiliriz. Günümüzde pratikde ise 2 seansdan sonra hastalar 3. bir saç ekim seansına gerek görmüyor.

 EKİLEN SAÇLARIN TUTMAMA İHTİMALİ VARMI?

» Hayır, ekilen saçların, enfeksiyon gibi bir komplikasyon gelişmedikçe tutmamaları için bir sebep yoktur.

 SAÇ EKİMİNİN MALİYETİ NEDİR?

» Bu klinikten kliniğe değişir. Genellikle ekim yapılacak alanın genişliğine bağlı olarak fiyat verilir.

 SAÇLARI KISA KESTİRMEK GERÇEKTEN GÜRLEŞMESİNE YOL AÇARMI?

» Hayır, bu inanış yanlıştır.

 SAÇ DÖKÜLMESİ ERKEKLİK HORMONUNUN FAZLALIĞINDAN KAYNAKLANIR DİYORLAR BU DOĞRUMUDUR?

» Burada erkeklik hormonunun fazlalığı değil, saç köklerinin erkeklik hormonuna olan duyarlılığı rol oynar. Kandaki erkeklik hormonu fazla dahi olsa saç kökleri duyarlı değilse dökülmeye yolaçmaz.

GÖZKAPAĞI ESTETİĞİNDE BELİRGİN BİR İZ KALIYORMU?

» Tüm ameliyatlarda mutlaka iz kalır. İz, vücudun doğası gereği oluşan doğal bir sonuçtur. Fakat vücudun heryerinde ameliyat izleri aynı şekilde kalmaz, bazı bölgelerde iz yok denecek kadar az kalır, bazı bölgelerde çok ciddi dikiş izleri kalır. Gözkapakları ve göz çevresi, ameliyat izlerinin en az kaldığı bölgelerdendir. Ameliyatın üzerinden 1-2 ay geçtikten sonra ameliyat olan kişinin kendisi dahi aynada dikkatlice baksa bu bölgedeki ameliyat izini çok zor görebilir. Bunun sebebi hem o bölgede doğal olarak belirgin bir iz kalmamasıdır, hem dikişlerin ince ipliklerle estetik cerrahi kurallarına göre atılması, hemde gözkapaklarında zaten enine çizgilenmelerin olmasıdır. Genellikle kalan belli belirsiz dikiş izleride bu çizgilenmeler içine düşecek şekilde planlandığından farkedilmezler. Biz plastik cerrahlar, bu bölgedeki ameliyat izlerinin geç dönemde nasıl göründüğünü sıklıkla göz çevresi kırığı olan hastalarda görmekteyiz. Gözaltı kemiklerinde kırıkları olan, kaza geçirmiş kişilere genellikle halk arasında “platin” olarak bilinen metal parçalar konur. Kırığın tespit edilmesi için konan bu metal parçalar kırık kaynadıktan sonra çıkarılabilir. Kazadan ve platin konmasından 1-2 sene sonra, platinin çıkarılması için başvuran hastalarda genellikle ilk ameliyattan nerede ise hiç iz kalmadığı görülür.

GÖZKAPAĞI ESTETİĞİ İLE DÜZELTİLEMEYEN GÖZ ÇEVRESİNİN ESTETİK KUSURLARI NELERDİR?

» Göz çevresindeki çok ince kırışıklıklar, gözaltlarının morlukları, kaşlardaki düşüklük, gözün duruşundaki bozukluklar, iki kaş arasındaki çatık kaş çizgileri, tek başına gözkapağı estetiği ile giderilemez. Bunları gidermek için daha farklı estetik ameliyatlar yapmak gerekir. Günümüzde gözkapağı estetiği, genellikle orta yüz germe ameliyatı ile birlikte yapılmaktadır. Orta yüz germe ile birlikte yapıldığında kaş düşüklüğü düzeltilebilmekte, gözaltındaki morluk ve çöküklükler giderilebilmekte, kaş çatma çizgileri giderilebilmektedir. Komplikasyon ihtimalini minimuma indirdiği için gözkapağı estetiği büyük oranda orta yüz germe ile birlikte yapılmaktadır.
GÖZ KAPAĞI ESTETİĞİ GÖRMEMİ ETKİLERMİ? KÖRLÜĞE YOLAÇABİLİRMİ?

» Gözkapağı estetiğinin görmenize tek etkisi sarkmış gözkapağının alınması sonucu görüşünüzün rahatlaması olacaktır. Gözkapağı estetiği ameliyatlarının gözlerin görme yeteneğine bir etkisi olmaz; körlüğe yolaçmaz.

GÖĞÜS BÜYÜTME AMELİYATLARINDA İZ KALIYORMU?

» İzsiz ameliyat olmaz. Tüm ameliyatlarda az da olsa iz kalmaktadır. Meme protezleri de bir kaç farklı yerden girilerek yerleştirildiği için kalacak iz, yerine göre farklı şekillerde olmaktadır. Her bir bölgenin kendine göre avantaj ve dezavantajları vardır:
En uzun iz meme altında kalmaktadır; bunun sebebi, buradan genellikle sert silikon jel (koheziv III silikon jel) içeren meme protezlerinin yerleştirilmesi ve en az 5-6 santimlik bir kesiye ihtiyaç duyulmasıdır. Sert kıvamlı silikon jel içeren meme protezleri koltukaltından yada meme başından yerleştirilemez, bu sebeple meme altına 5-6 santimlik bir kesi yapmak gerekir. Bu iz tam meme altı hattına düşürülürse pek dikkat çekmez. Burada maharet, izin tam meme altı hattında kalmasını sağlamaktır.
Meme ucunda ve koltukaltında belirgin bir iz kalmamaktadır. En az iz, koltukaltında kalmaktadır. Genellikle 1.5 santim olan dikiş izi, iyileştikten sonra farkedilmeyecek kadar az kalmaktadır.
Meme başı, izin en az kaldığı ikinci yerdir. Hem çok ufak bir kesiden protez yerleştirilebilir (buradan genellikle serum fizyolojikli meme protezleri konur ve protezler içeri yerleştirilirken sönük olduklarından 2-3 santimlik bir kesiden konabilirler), hem de kalan iz yok denecek kadar hafiftir. Yalnız meme başı çok ufak olan yada meme ucundaki koyu bölgenin rengi açık, cilt rengine yakın olduğu vakalarda bu bölge tercih edilmez. Meme ucunda izin az kalmasının sebebi, izin tam koyu alan sınırında olmasıdır. Bu alanın rengi cilt rengine yakınsa iz belli olacaktır, bu durumda meme ucunu tercih etmeyiz.

BU AMELİYAT İÇİN İYİ BİR ADAY MIYIM?

» Bu ameliyat estetik bir ameliyat olduğu için öncelikle sağlıklı olmanız, ameliyata engel bir sağlık probleminizin olmaması gerekiyor. Bunun dışında 18 yaşını doldurmuş, göğüslerinin ufaklığından şikayet eden her bayan bu ameliyatı olabilir.

 AMELİYATTAN KAÇ GÜN SONRA NORMAL YAŞANTIMA DÖNEBİLİRİM?

» Günümüzdeki ameliyat teknikleri sayesinde artık hastalar uzun süre yatağa bağlanmamaktadır. Estetik ameliyatlar içinde hastanın en çabuk ayağa kalkabildiği ameliyat, meme büyütme ameliyatıdır denebilir. Genellikle ameliyatın hemen ertesi günü hasta dilediği gibi çıkıp dolaşabilir, ağrı minimaldir. Bir çok hasta, bir tanıdıklarının bu ameliyatı olduğunu ve uzun süre ağrı çektiğini söylemekte ve bu yüzden ameliyattan korkmaktadır. Eğer protezler uygun şekilde yerleştirilirse ameliyatın ertesi sabahına ağrınız kalmaz. Burada önemli olan nokta şudur:

» Bu ameliyatta meme dokusu altına yada göğüs kası altına silikon implant yerleştirilmektedir. Doğal olarak bu yerleştirdiğimiz meme implantı hacmine bağlı olarak, az yada çok, üzerindeki meme dokusunu yada göğüs kasını gerecek, ağrı yapacaktır. Burada önemli nokta, implantın konacağı boşluğu yeterli genişlikte oluşturmaktır; eğer protezin konacağı boşluğu biz ameliyatta yeteri kadar geniş açmazsak, sonuçta protez, üzerindeki meme dokusunda yada kas dokusunda gerginliğe yolaçacaktır; bu da ağrı demektir. Hatta, implantın göğüs kası altına konduğu vakalarda, göğüs kası belli bir bölgesinde bir kaç yerden çizilerek zayıflatılır; bu sayede altına konan implant yüzünden gerilmesi önlenir; böylece hasta ameliyat sonrasında ağrı duymaz. Eğer biz, ameliyat sırasında, göğüs kasını bir kaç yerden çizerek zayıflatmazsak, altına koyduğumuz implant kasta gerilmeye yolaçacaktır ve eninde sonunda kasın bazı lifleri yırtılacaktır. Bu durum hastada ağrıya yolaçar. Kas altı protezlerde mutlaka göğüs kası bir kaç yerden çizilerek zayıflatılır; bunun hastaya bir zararı yoktur, herhangi bir soruna yada ağrıya yolaçmaz; aksine, göğüs kasını zayıflatmak hastanın ağrı duymamasını sağlar. Bu sayede hastalar hemen ameliyatın ertesi günü dahi normal günlük hayatlarına dönebilmekteler.

 SONUCUN MÜKEMMEL OLMASI İÇİN DOKTORUMUN ELİNDEN GELENİ YAPACAĞINI BİLİYORUM. SONUCUN GÜZEL OLMASI İÇİN BEN NE YAPABİLİRİM?

» Öncelikle bir süre sigara içmemelisiniz. Dikişlerinizin iyileşeceği 10-15 gün içinde sigara içmeniz dikişlerinizin iyileşmesini kötü yönde etkiler. Bunun dışında göğüslerinize düzenli olarak masaj yapmalı, doktorunuzun önereceği özel bandajı yada sütyeni kullanmalısınız. Bunun dışında protezlerin yerlerine yerleşmeleri bir zaman alacağı için sabırlı olmalısınız. Protezlerin yerlerine yerleşmeleri (ingilizce tıp literatüründe “Dropping” olarak geçer) 2-3 ay kadar bir süre alabilir.

 SİLİKON PROTEZLERİN PATLAYABİLDİĞİ SÖYLENİYOR. BU DOĞRUMU? PATLARSA BEN ANLAYABİLİRMİYİM?

» Silikon protezlerin patlaması mümkün değildir sadece delinme sonucu içerikleri dışarı sızabilir. Bu da genellikle delici, kesici bir yaralanma ile oluşabilir. Örneğin meme protezi koydurmuş bir bayan meme biopsisi aldırırsa ve biyopsiyi yapan hekimin protezden haberi yoksa protezler iğne yada bistürinin batması ile delinebilir. Böyle bir delinme olursa protezlerin içeriğinin (ki bu serum fizyolojiktir) yaklaşık 4 saat içinde tamamen boşalabileceği belirtiliyor. Silikon jelli protezlerde ise silikon jel formunda olduğundan protez delinse dahi silikon jel dağılmaz, bütünlüğünü korur. Tabii ki delinmiş bir protezi içeride bırakmak doğru değildir. Serum fizyolojikli yada silikon jelli, ne olursa olsun delinmişse o protez çıkarılmalıdır.
» Çok çok nadiren serum fizyolojikli meme protezlerinin içindeki serumu sızdırdığı ve gitgide hacim kaybedebildiği söylenmektedir. Serum fizyolojikli protezlerin valflerinde birden çok emniyet mekanizması vardır. Şişirmek için takılan kanül takılı olmadan içindekini ne dışarı verir nede içine birşey enjekte edebilirsiniz. Şişirme işlemi bitince kanül çekilir ve iç mekanizma kitlenir. Genelde firmalar meme protezlerinde 3 ayrı tip iç kilit mekanizması kullanıyor: Diaphragm valve, leaf valve ve kink valve. Bu üç mekanizma da son derece güvenlidir. Ayrıca dışta bir tıkama mekanizması daha vardır. Kanül çekilince bu mekanizmada kapanır. Bu dışta bulunan tıkama mekanizmasının asıl görevi protezin içine doğru doku büyümesini önlemektir; bunun yanında içeriğin kaçmasına da engel olur. Bir meme protezinin içeriğini sızdırması çok nadiren olabilecek bir durumdur ve genellikle protez çeperinde bir yırtık vardır. Yine de her ne sebeple olursa olsun serum fizyolojikli bir protez içeriğini sızdırırsa sönmeyi farkedersiniz, çünkü vücut serumu emer ve protez gitgide küçülür. Delinmeye bağlı sızdırma hemen olur ve ameliyat sırasında farkedilir. Bunu önlemek amacıyla protez konduktan itibaren protez yakınına kesinlikle hiç bir sert ameliyat aleti yaklaştırılmamaktadır. Dikişler atılırken çok dikkat ederek, protezlere hiç değdirilmeden dikiş atılmaktadır. Silikon jelli protezlerde ise silikon jel bütünlüğünü koruduğu ve dağılmadığı için protezlerde küçülme olmaz, protezin delindiğini farkedemeyebilirsiniz. Bu durumda protezin durumunu anlamakta mamografi ve MRI yardımcı olabilir. Tüm meme protezi taktıran bayanların göğüslerinden herhangi bir cerrahi müdehale geçirecekleri zaman doktoru protezler konusunda uyarmaları şarttır, yoksa baştada belirttiğim gibi protezler iğne yada bistüri batması sonucu delinebilir.

MEME PROTEZLERİNİ BİR SÜRE SONRA DEĞİŞTİRMEK GEREKİRMİ? YOKSA ÖMÜR BOYU KALABİLİRMİ?

» Bu soruya söyle cevap verelim: Tıpda hiç bir ameliyatın sonucu için ömür boyu garanti verilemez. Meme protezleri de eskir, özellikle serum fizyolojikli meme protezlerinin -her marka protezin değil; bazı markaların- yıllar içinde azar azar serum sızdırarak hacim kaybettikleri bildiriliyor. Zaten firmalarda 10 yıl sonra protezlerin değiştirilmesini öneriyorlar. Yine de ben ve bir çok meslektaşım meme protezleri sorun çıkarmadığı sürece değiştirilmelerine gerek olmadığını düşünüyoruz; yinede meme protezinin değişmesi gerekse bile bu sizin yaşam süreniz boyunca ancak bir kez gerekecektir.

 SİLİKON MEME PROTEZLERİNİN FDA ONAYI VARMIDIR?

» FDA, 2000 yılı mayısında İnamed (eski McGhan) ve Mentor firmalarının saline (şişirilebilen) meme implantlarına, 2005 yılında da koheziv silikon jelli implantlara onay vermiştir.

 MEME PROTEZLERİNİN SARKMAYI ÖNLEYİCİ ETKİSİ VARMI? AMELİYATIN (PROTEZİN) ÖMRÜ KAÇ YILDIR? BELLİ BİR SÜRE SONRA PROTEZİ DEĞİŞTİRMEM GEREKİRMİ?

» Cildinizin elastikiyeti, sizin genetik özellikleriniz, sigara içip içmemeniz, güneş ışınlarının cildinizde oluşturduğu yaşlanmanın derecesi, günlük hayatta yaşadığınız stres ameliyatın ömrünü etkiler. Yani elde edilen sonucun kaç yıl gideceğini söylemek çok zordur. Meme protezleri ise teorikte hayat boyu konuldukları yerde kalabilirler fakat üretici firmalar 10 yılda bir protezlerin değiştirilmesini öneriyorlar. Meme protezleri sarkmayı engellemez fakat meme protezi, memede bir miktar dikleşme sağlar.

 GÖĞÜS BÜYÜTME AMELİYATI SONRASINDA HAMİLE KALIRSAM BEBEĞİMİ EMZİRMEMDE BİR SAKINCA OLURMU? MEME PROTEZİNDEKİ SİLİKON SÜTE GEÇERMİ?

» Göğüs büyütme ameliyatından sonra hamile kalmanızda, bebek sahibi olmanızda ve bebeğinizi emzirmenizde kesinlikle sakınca yoktur. Silikonun süte geçmesi diye bir olayda sözkonusu olamaz; çünkü silikon molekülü -meme protezi yaralanıp silikon, protez dışına dağılsa dahi- süt kanallarına geçip süte karışamayacak kadar büyük bir moleküldür. Zaten son yıllarda sadece dışındaki katı kılıfı, katı silikondan yapılan; içeriği serum fizyolojikten oluşan protezler kullanılmaktadır. Bu silikonlarda yaralanıp içeriği dışarı sızsa dahi sızan madde serum olduğu için vücut tarafından kolayca emilip atılır. Meme protezlerinin katı dış kılıfının çözünüp süte karışması yada meme dokusuna herhangi bir zarar vermesi zaten olası değildir. Serum fizyolojikli implant, eğer koltukaltından göğüs kası altına konmuşsa, meme dokusuna hiç temas dahi edilmemiş demektir. Bu konuda hassas kişilere serum fizyolojikli implant ve yerleştirme yeri olarak ta koltukaltını öneririm.

MEME PROTEZLERİNİ TAKTIRINCA BANA ÇOK AĞIRLIK YAPARMI; SIRT AĞRISINA YOLAÇARMI?

» Bunu hesaplamak çok kolaydır. Bir gram serum fizyolojik yoğunluğuna göre 1.3-1.6 gramdır. Her iki göğsünüze 300 cclik serum fizyolojikli meme protezleri meme büyütme gerçekleştirildiğinde her bir göğsünüde 390-480 gram ağırlık eklenmiş demektir.

 GÖĞÜS BÜYÜTME AMELİYATI SIRASINDA MEME DOKUSUNA BİR İŞLEM, BÜYÜTME YAPILIYORMU?

» Hayır, meme büyütme sırasında meme dokusuna herhangi bir işlem yapılmaz. Sadece, meme protezi ile meme büyütme ameliyatı sırasında memeye dikleştirme de yapılacaksa meme dokusuna cerrahi bir girişim yapılmaktadır.

 GÖĞÜSLERİ AMELİYATSIZ BÜYÜTTÜĞÜ İDDİA EDİLEN HAPLARIN FAYDASI VARMIDIR? BU İLAÇLARI ÖNERİYORMUSUNUZ?

» Öncelikle ameliyata gerek kalmadan göğüsleri büyüttüğü iddia edilen hapların “ilaç” olmadığını bilmelisiniz. Bu gibi hapların kutuları üzerinde mutlaka ve mutlaka “ilaç olmadığını, bitkisel kaynaklı besin desteği olduğunu ve herhangi bir tedavi sağlamayı vaad etmediğini” belirten bir yazı mutlaka görürsünüz. Bu gibi haplar sadece bitkisel ekstratlardır ve tıbben ilaç kabul edilmemektedirler. Bu sebeple sağlık bakanlığı değil, tarım bakanlığından izin alınarak satılmaktadırlar (kutularının üzerinde tarım bakanlığının izni ile ithal edildikleri yazar). Bu hapların kullanımı ile göğüslerde bir miktar “şişme” sağlansa bile bu, sadece hapın içeriğindeki bitkisel maddelere karşı gelişen bir ödem yüzündendir. İlaç bırakıldığında hemen eski haline döner. Bu gibi haplarla, meme protezlerinin sağladığı ölçüde kalıcı göğüs büyümesi sağlamak imkansızdır.

GÖĞÜS BÜYÜTME AMELİYATINDAN SONRA HAMİLE KALIRSAM YADA KİLO ALIRSAM GÖĞÜSLERİMDE DEFORMASYON OLURMU?

» Buna cevap vermek zordur. Hamilelik, meme dokusunda atrofi ve sarkmaya yolaçar; ve meme dokusu zaten fazla değilse hamileliğin etkileride az olacaktır. Meme protezleri ise hamilelik ve kilo alma-vermeden etkilenmez. Göğüslerinizde deformasyon olması meme dokusunun büyüklüğü ile ilgilidir.

 MEME PROTEZİ TAKTIRMIŞ BAYANLARDA MEME KANSERİNİN TAKİBİ DAHA ZOR YAPILIYORMUŞ BU DOĞRUMUDUR?

» Meme protezi mamografide zorluk çıkarabilir. Özellikle meme dokusu altına konduğunda mamografinin çekilmesini ve çekilen grafinin yorumlanmasını zorlaştırabilir. Bu yüzden meme protezi konmadan önce kontrol amacı ile bir mamografi çektirilmesini öneriyoruz. Meme protezi kas altına yerleştirildiğinde mamografide daha güzel görüntü alınabilir. Tabii mamografi çekilirken memenin film cihazında sıkıştırıldığını unutmamak gerekir. Mamografi çekilecekse radyoloji teknisyeni meme protezleri açısından uyarılmalıdır. Film cihazında meme dokusu sıkıştırılırken protezler yaralanabilir. Bu pratikte pek mümkün olmasa da teorik açıdan böyle bir risk vardır.

MEME PROTEZLERİ UÇAK YOLCULUĞU YAPILDIĞINDA DÜŞÜK BASINÇ SEBEBİYLE DAHA DA İRİLEŞİYORMUŞ, HATTA PATLAYABİLİYORMUŞ. BU DOĞRUMUDUR?

» Bu tam bir şehir efsanesidir. Böyle bir söylenti yıllardır söylenir durur fakat gerçek değildir. Bu söylenti Discovery channel televizyonunda “Myth busters” programında denenmiştir. Bu programda iki adet silikon protez bir basınç odasına konmuş çok yüksek ve çok düşük basınçlara maruz bırakılmıştır. Protezlerin hacminde hiç bir değişme olmamış, içindeki serumda ve silikon jelde herhangi bir yapısal değişiklik oluşmamıştır. Hatta protezler bir insanın hayatta kalamayacağı kadar yüksek ve düşük basınçlara maruz bırakılmış, yinede protezlerde herhangi bir değişim görülmemiştir. Programın bilimsel danışmanlığını Prof. Dr. Gregory Georgiade (ünlü “Georgiade plastik cerrahi” kitabının yazarıdır) yapmıştır. Yani meme protezi taktırmış bir bayan dilediği gibi uçağa binebilir, derin denizde tüplü dalış yapabilir.

ANLADIĞIM KADARIYLA MEME PROTEZLERİ ÇOK ÇEŞİTLİ. SİZCE NASIL BİR PROTEZ TAKTIRMALIYIM? EN İDEALİ HANGİSİDİR?

» Meme büyütme ameliyatının -bence- en kritik noktası meme implantının seçimidir. Hastanın göğüs yapısı doğru değerlendirilip, hastanın istekleri gözönünde bulundurularak doğru implant seçilirse en ideal sonuç alınır. Bir kaç başlık altında bazı önemli noktaları (tüm önemli noktalara burada değinemeyiz) şöyle sıralayabiliriz:

Memenin daha çok öne çıkmasını istiyorsanız high profile tipte bir protez seçilmelidir. Genel olarak meme protezleri, göğüsü öne çıkarma miktarlarına göre low, high, moderate ve moderate plus olarak dört tiptedir. Low profile protezler daha yayvandırlar, göğsü diğerlerine göre daha az öne çıkarırlar. High profile protezlerin çapı daha küçüktür, ama implant yükseklikleri daha fazladır ve göğüsü daha fazla öne çıkarırlar. Moderate profile protezler bu ikisinin arasında özelliklere sahiptir.

Yüzey şekli olarak pürüzlü (textured) protezler önerilmektedir. Bunların “kapsül” oluşumunu engelledikleri söylenmektedir. Buna karşın çeperleri, yüzeyi düz olan protezlere göre biraz daha kalın olduğundan bu protezlerin diğerlerine göre -özellikle meme dokusu altına yerleştirilmişse- daha çok hissedildiği söylenmektedir.

Memenin şekline daha uygun olduğu için damla şekilli olanların kullanılmasını önerenlerde vardır. Protez damla şekilli ise bunun yüzeyi pürüzlü olanlarını tercih etmeniz önerilir, çünkü bu protezler yuvarlak meme protezleri gibi değildir; altları, üstleri vardır ve pürüzlü yüzeylerinin bu protezlerin yerlerine tutunmalarını kolaylaştırdığı söylenmektedir. Damla şekilli protez uygun pozisyonda uygun tarafa konmalı, yerine tam uymalıdır. Yüzeyi pürüzlü olduğunda damla şekilli protez yerine daha iyi uyum sağlar. Yuvarlak protezlerde ise üst, alt olmadığı için yüzey pürüzünün protezin yerinde sabit durmasına bir katkısı yoktur.

Eğer hastanın meme dokusunda daha çok üst kısımda hacim kaybı varsa anatomik (damla şekilli) meme protezleri tercih edilmelidir. Bu protezler üst kısımdaki hacim kaybını gidermekte, üst kısımda hastaların istedikleri dolgunluğu sağlamaktadırlar.

Protezin içeriğine gelince, bugün kullanılan silikon jel ve serumlu protezlerin ikiside güvenlidir. Silikon jelli protezleri 70’li, 80’li yıllarda kullanılan sıvı silikonlu protezlerle karıştırmayınız. Jel silikon, protezin dış çeperi yırtılsa dahi -ancak delici, kesici yaralanma ile yırtılabilir- dağılmaz, bütünlüğünü korur. Serumlu bir protez yırtılsa (ki ancak kesilmesi yada delinmesi sonucu yırtılabilir) dahi sızan madde serum olduğu için vücuda hiç bir zararı yoktur, vücut tarafından emilir ve atılır. Tabii yırtılan bir protezin çıkarılması gerekir. Bu gibi yaralanmalar meme protezi taktırmış bir bayanın meme biopsisi yaptırması sırasında olabilir; bistüri yada ameliyat ipliğinin iğnesi ile protez yaralanabilir.

Bu iki tip protez arasındaki önemli bir fark, silikon jelli protezlerin hazır olarak şişik gelmesi ve ameliyatta biraz daha şişirmeye izin vermemesidir. Serumlu protezler ise -özellikle spectrum olan modelleri- dilenirse bir miktar daha şişirilebilir. Örneğin 250+25 cc’lik bir protezi 250 cc şişirdikten sonra ameliyat sırasında dilerseniz 25 cc daha şişirebilirsiniz. Şişirme marjı daha fazla olan protezlerde vardır.
Silikon jelli protezler de üç tipdir; cohesive I, cohesive II, Cohesive III. Bu silikon jel içeriklerinden (cohesive I) en yumuşak olandır, daha sert bir protez kullanmak için (cohesive II), en sert kıvamı elde etmek için (cohesive III) içeren protezler kullanılır. Farklı firmaların protezlerinde de aynı şekilde sert ve yumuşak cohesive silikon jel kullanılır (soft cohesive, natural cohesive, very cohesive gibi).

Birde tek katmanlı, çift katmanlı protezler vardır. Tek katmanlı olanlar yukarıda bahsettiğimiz serumlu ve silikon jelli protezlerdir. Çift katmanlı protezlerde dış çeper iki ayrı katmandan oluşur. En içte şişirilebilen serumlu kısım (yada şişirilemeyen-şişirilmiş gelen silikon jel dolu kısım), bunu dıştan saran kısımda ise silikon jelli kısım (yada serum fizyolojikle şişirilebilen serum fizyolojikli kısım) bulunur. Bu protezler tek katmanlı olanlara göre daha pahalıdır.

 İNTERNETTEN MEME PROTEZLERİ İLE İLGİLİ SAYFALARI OKUYORUM. YABANCI WEB SİTELERİNDE “DOUBLE BUBBLE” DİYE BİR KOMPLİKASYONDAN BAHSEDİYOR. BUNUN NE DEMEK OLDUĞUNU ANLAYAMADIM. AÇIKLAYABİLİRMİSİNİZ?

» Double bubble, çift kabarcık demektir. Bu aslında bir komplikasyon değil, meme protezi kas altına konmuş hastalarda, ileride meme dokusunda sarkma olduğunda ortaya çıkan bir durumdur. Meme protezi kas altına konduğu için sarkmadan etkilenmez ve yerinde durur. Meme dokusu sarkmaya başladığında bu yüzden meme dokusu ile birlikte aşağı doğru hareket etmeyen meme protezi daha yüksekte kalıp meme üzerinde ikinci bir şişkinlik yapar. Bu hastalarda meme dikleştirme yapmak ve meme dokusu altına yeni bir protez koymak bu problemi düzeltir.
» Hastada iri sayılabilecek meme dokusu varsa ve meme protezi, kas altına konursa bu estetik kusurun zamanla oluşma riski vardır. Bu hastalar önceden bu konuda uyarılmalıdır ve bu vakalarda protez meme dokusu altına konmalıdır.

 BİRDE “RİPPLİNG” DİYE BİR ŞEYDEN BAHSEDİYORLAR. NEDİR BU?

» Daha çok serum fizyolojikli meme protezlerinde görülen bir komplikasyondur. Rippling’in türkçe karşılığı, protezin içindeki sıvının aşağı tarafta toplanıp, protezin kenarlarında kırışıklığa yolaçmasıdır. Bu kırışıklığa rippling denir. Bu kırışıklıklar özellikle zayıf ve meme dokusu çok az olan bayanlarda, yüzeyi pürüzlü, serum ile şişirilen protezlerin meme dokusu altına yerleştirildiği durumlarda ve protez yeteri kadar şişirilmezse görülebilir. Eğer hastanın meme dokusu hakikaten protezin üzerini kapatacak kadar dahi yoksa hastaya kas altı meme protezi önerilmelidir. Meme dokusu çok ince olan hastaların bu konuda önceden uyarılması gerekir. Yüzeyi düz olan (çeperleri pürüzlü yüzeyli meme protezlerine göre daha incedir), silikon jelli protezlerde rippling -kırışıklık- daha az olur. Hatta protezin kas altına konduğu vakalarda hiç hissedilmeyebilir. Serum fizyolojikli protezlerde protezlerin tam şişirilmesi önemlidir. Hatta bazı bilimsel makalelerde protezlerin önerilenden 10% fazla şişirilmesi tavsiye ediliyor (örneğin 200 cc.lik protezlerin 220 cc. şişirilmesi gibi). Hastanın azda olsa protezi örtecek kadar meme dokusu varsa, protez yeteri kadar şişirilmişse yada silikon jelli implantlar tercih edilmiş ise bu sorunla karşılaşılmaz.

AMELİYATTAN SONRA MASAJIN ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞU SÖYLENİYOR. NASIL MASAJ YAPMALIYIM? NE ZAMAN NORMAL SÜTYEN GİYEBİLİRİM?

» Ameliyattan sonra bir süre alttan destekli -balenli- sütyen giymemelisiniz. Protezin yerine tam uyum sağlaması için özel bir masaj şekli vardır. Doktorunuz size ameliyattan sonra nasıl masaj yapmanız gerektiğini gösterecektir. Ameliyattan sonra bir süre sütyen yerine elastik bir bandaj (yada strap-bandaj; sayfanın ortalarında resmi var) kullanmanız protezlerin yerine oturmasını hızlandıracaktır. Özellikle meme büyütme ameliyatlarından sonra kullanılan özel sütyenlerden de alabilirsiniz

İLERİDE MEME PROTEZLERİMİ ÇIKARTMAYA KARAR VERİRSEM BUNUN GÖĞÜSLERİME BİR ZARARI OLURMU?

» Göğüs büyütme ameliyatları geri dönüşsüzdür. Yani protez taktırdığınızda bunun göğüslerinize bir etkisi olur ve ileride protezleri çıkartırsanız göğüsleriniz eski halini almaz. Örneğin -özellikle büyük hacimli- protezler, göğüs cildinde bir miktar genişlemeye, meme dokusunda bir miktar atrofiye yolaçarlar. Bu yüzden protezleri çıkarttığınızda göğüslerinizde bir miktar sarkma ve meme dokusunda küçülme olabilir. Meme protezi çıkarılacaksa bir meme dikleştirme ameliyatı olmanız gerekebilir. Ameliyatın gerekip gerekmiyeceği göğüslerinizin eski görünüşü, hacmi ve konan protezlerin büyüklüğü ile ilgilidir. Önerimiz, bu ameliyatı olmayı düşünüyorsanız hiç bir zaman abartılı, büyük hacimli implantları seçmemenizdir. Daha ayrıntılı bilgi için doktorunuza başvurmalısınız.

SİLİKON MEME PROTEZİ TAKTIRMAYI DÜŞÜNÜYORUM. BU AMELİYATTAN SONRA SAUNAYA GİREBİLİRMİYİM? DAHA DOĞRUSU SAUNADA PROTEZLER PATLARMI?

» Bu ameliyattan sonra saunaya girmenizde hiç bir sakınca yoktur. Meme protezleri sıcak, soğuk yada basınç değişimlerinden etkilenmez. İyileşme dönemi geçtikten sonra saunaya gidebilir, spor yapabilir, yüzüstü yatabilirsiniz. Sadece ameliyattan sonra bir süre alışma dönemi geçireceksiniz. Bu dönem, meme protezi kas altına konan hastalarda bir miktar sıkıntı verici olabilir. Protez, kas altında olduğu için üzerindeki gerilen kas dokusu kollarınızı hareket ettirirken ağrıya yolaçar. Bu ağrılarınız gün geçtikçe azalacak ve sonunda bir protez koydurduğunuzu dahi unutacaksınız. Silikon meme protezi üreten firmalar 3 ay içinde protezin yerine tam uyum sağladığını ve kişinin artık protezin “farkında olmayacağını” belirtiyorlar.
» Burada ameliyattan sonra spor yapmaktan bahsettiğimizi unutmayınız. Meme büyütme ameliyatından sonra hemen ertesi gün, hastalar genellikle tüm günlük işlerini eskisi gibi görebilirler. Protez kas altı konmuş bile olsa dışarı çıkıp gezebilirler, yalnız spor gibi efor sarfettirici, kollara yük binen işleri bir-iki ay yapmamaları önerilir.

İMPLANT’LARA BAĞLI KOMPLİKASYONLAR NELERDİR?

» Tabiiki implantlar tamamen masum değildir. Meme protezlerine bağlı komplikasyonlar nadirde olsa ortaya çıkabilmektedir. Örneğin protezin yer değiştirmesi, sönmesi, kapsül kontraktürü, deformasyon, çok nadirde olsa protezin içeriğini dışarı sızdırması, çevresinde oluşan kapsülde kalsiyum birikmesi ve bunun mamografide filmin yorumlanmasını zorlaştırması görülebilir. Bu komplikasyonlar çok nadir olmakla birlikte tümü düzeltilebilir sorunlardır.

 KAPSÜL KONTRAKTÜRÜ NEDİR?

» Kapsül denen yapı, meme protezi çevresinde gelişen sert fibröz bir doku tabakasıdır. Kapsül oluşumu aslında tüm meme implantı konan hastalarda görülen normal bir durumdur. Vücut, meme implantı çevresinde bir yapı oluşturup implantı, vücut dokularından ayırır; yalnız bu reaksiyon normalde meme implantında bir şekil değişikliğine yolaçmaz. Bazen bu tabaka çok sertleşir ve çevrelediği implantı sıkıştırır. Kapsül, implantı sıkıştırdıkça implantın şekli küresel bir hal alır, deformasyon olur, göğüslerde ağrı olur, göğüsler sertleşir. Vücudun implanta verdiği bu reaksiyon abartılı olduğu taktirde (göğüslerde şekil bozukluğu, ağrı olursa) artık bunun bir komplikasyon olduğu söylenebilir. Bu nadir görülen, yine de komplikasyonlar içinde en sık olan komplikasyondur. Tedavisi, bir ameliyatla protezlerin çıkarılması, protezleri çevreleyen kapsülün çizilerek zayıflatılması (kapsülotomi) yada kapsülün tamamen çıkarılmasıdır (kapsülektomi). Kapsül temizlendikten sonra kas altı yeni bir implant konur. Kas altı konan implantlarda kapsül oluşumunun çok daha nadir olduğu söylenmektedir.

MEME PROTEZİ İLE GÖĞÜS BÜYÜTME AMELİYATINDAN SONRA OTOMOBİLE BİNERKEN EMNİYET KEMERİNİ TAKMANIN ZARARLI OLDUĞU, EMNİYET KEMERİNİN PROTEZLERİ PATLATABİLECEĞİ SÖYLENİYOR. BU DOĞRUMUDUR?

» Emniyet kemeri meme üzerinden doğru takılırsa ve ani bir çarpma sonucu protezler emniyet kemeri altında sıkışırsa, ani basınç artışı sonucu protezler patlayabilir; fakat zaten bu şiddette bir çarpma sonucu emniyet kemeri takılı olmazsa hayatınızı tehlikeye atacak kadar ciddi şekilde yaralanabilirsiniz. Emniyet kemeri takılı ise hayatınızı kurtarır, kemerin sıkıştırdığı meme protezi patlasa bile bunu değiştirmek kolaydır. Yine de şaka ile karışık olarak, emniyet kemerinin her iki göğüs arasından geçecek şekilde takılması gerektiğini söyleyebiliriz. Emniyet kemeri göğüslerin arasından geçecek şekilde takılırsa hem hayatınızı korur hemde protezlere zarar vermez.

 SİLİKON PROTEZLERİN KAS ALTINA KONDUĞU BAYANLAR SPOR YAPABİLİRMİ? GÖĞÜS KASLARI GELİŞTİKÇE MEME PROTEZLERİNE ZARAR VERİRMİ?

» Bir bayanın göğüs kasları ne kadar gelişirse gelişsin meme protezlerine zarar verecek kadar protezleri sıkıştıramaz. Normal nefes alma hareketi ile meme protezlerine olan etki daha büyüktür. Gün içinde binlerce kez nefes alır veririz. Bu ufak göğüs hareketleri meme protezleri üzerinde daha yıpratıcı etki yaparlar. Protezler tam şişirilmemişse kenarlarında kırışıklıklar olur ve gün içinde binlerce kez tekrarlanan göğüs hareketleri ile bu kırışıklık olan noktadan yıpranabilirler. Yine de buna bağlı protez rüptürü çok nadiren olur. Bazı cerrahlar protezde kırışıklık olmasını önlemek için önerilenin üzerinde şişirirler. Göğüs altına konan protezlerde olabilen bir komplikasyon protezin yer değiştirmesidir. Göğüs kası yeterince gelişip protez üzerine güçlü baskı yaptığında meme protezleri patlamaz fakat yer değiştirebilir. Bu durumda protezlerin yukarı, dışa doğru (koltukaltına doğru) yer değiştirdiği görülür. Bu da nadir bir komplikasyondur ve yalnızca kas altına konan meme protezlerinde görülür. Bu durumu önlemek için artık meme protezlerinin kas altına konulduklarında iki plana yerleştirilmeleri önerilmektedir. Bu teknikte implantın bir bölümü kas altındaki bir plana yerleştirilirken kalan kısmı meme dokusu altında bırakılır. Özellikle anatomik (damla) şeklilli protezler kas altına konurken önerilen bir yöntemdir.

MEME PROTEZLERİNİN YERİNE YERLEŞMESİ (“DROPPİNG’İ) NE KADAR ZAMAN ALIR?

» Dropping in tam anlamı ile karşılığı olmasa da, bu terime Türkçe yerine yerleşme diyebiliriz. Aslında, bir şeyin yukarıdan düşüp, aşağıda duran yuvasına tam anlamı ile oturması gibi bir şeyi ifade eder. Bu süre ameliyattan önceki göğüs büyüklüklerinize, yerleştirilen protezlerin büyüklüğüne, implantların yerleştirildikleri anatomik bölgeye (kas altı / meme dokusu altı), protezlerin yuvarlak yada anatomik şekilli olmasına, yüzeylerinin pürüzlü yada düz olmasına, ameliyattan sonra göğüslere masaj yapıp yapmamanıza, uygun sütyen kullanmanıza bağlı olarak değişir; fakat genel olarak 3-6 ay içinde meme protezlerinin yerlerine yerleşmiş olması gerekir. Düz yüzeyli, meme dokusu altına yerleştirilmiş yuvarlak protezlerde bu süre kısa iken, göğüs kası altına yerleştirilmiş pürüzlü ve anatomik şekilli protezlerde bu süre daha uzundur.

» Dropping olmadan, yani implant henüz yuvasına yerleşmemişken, diyelimki hemen ameliyattan sonra, göğüsler naturel görünmez. Çok öne çıkık, meme ucunun üstünde kalan kısım kabarık durur. Zamanla üst kısım düzleşecek, implant yerçekimi etkisi ile biraz aşağıya inecek, memenin alt kısmı daha yuvarlaklaşacaktır.

 MEME BÜYÜTME AMELİYATINDAN SONRA, BU AMELİYAT YÜZÜNDEN GÖĞÜSLERİMDE ÇATLAKLAR (HAMİLELİKTE KARINDA OLUŞAN ÇATLAKLAR GİBİ) OLUŞURMU ?

» Bu gibi bir durum sadece aşırı iri meme protezleri yerleştirilirse görülebilir. Çatlak oluşturacak kadar iri meme protezleri zaten estetik olarak garip duracağından bir çok plastik cerrah, siz istesenizde bu derece iri protezleri koymaz.

SİLİKON PROTEZLERİN DEĞİŞMESİNİN DAHA UFAK BİR AMELİYAT OLDUĞU SÖYLENİYOR, BU DOĞRUMUDUR?

» Doğrudur, meme protezi ilk kez konarken ameliyatın en uzun aşaması, protezin konacağı alanın açılması işlemidir. Meme protezi çıkarılıp yerine yenisi konacak ise ameliyat çok daha kısa sürer. Yüzeyi düz, serum fizyolojikli meme protezleri en kolay değiştirilir. Üzeri pütürlü meme protezlerini çıkarmak ise daha uzun zaman alır. Eğer protezlerin değiştirilme sebebi kapsül oluşumu ise, meme protezleri çıkarıldıktan sonra kapsülün temizlenmesi gerekir ki bu da ameliyat süresini oldukça uzatır.

GEÇENLERDE GAZETEDE OKUDUM, BİR BAYAN TRAFİK KAZASI GEÇİRMİŞ VE KAZA SIRASINDA SİLİKON İMPLANTLARI PATLAMIŞBU DOĞRU OLABİLİR Mİ?

» Doğrudur, silikon implantlar çok ani basınç artışı ile patlayabilir; yalnız o haberde bayanın kaburgalarının kırıldığı da yazıyordu. O derece ani bir çarpma ile direksiyona çarpan sürücü, belki de göğüslerinde silikon implant olmasa ölebilirdi. Bu gibi durumlarda silikon implantların bir nevi hava yastığı görevi gördüğü düşünülüyor. Daha önce de, filistindeydi sanırım, bir şarapnel parçası ile göğsünden yaralanan bir bayan şarapnelin silikona saplanması sayesinde ölmekten kurtulmuştu. Diğer bir haberde de açık denizde balık tutarken bir kılıçbalığı tarafından göğsünden yaralanan bir bayan yine silikon implantları sayesinde ölmemişti. Saraybosna da yine böyle bir trafik kazasında bir bayan silikon implantlarının hava yastığı görevi görmesi sayesinde ölümden kurtulmuştu (tüm bu haberleri ve linklerini -hatta kılıçbalıklı haberin videosunu- haber arşivimizde görebilirsiniz). Bu gibi ciddi yaralanmalarda elbette silikonlar patlayabilir; ama bir yandan da kişinin hayatını kurtarmaktadırlar.

KİLO ALMA-VERME, HAMİLELİK GİBİ OLAYLAR MEME BÜYÜKLÜĞÜNÜ NASIL ETKİLİYOR? MEME KÜÇÜLTME AMELİYATI ÖNCESİNDE KİLO VERMEYE ÇALIŞMALIMIYIM?

» Kilo alma, verme ve hormonal değişiklikler göğüs büyüklüğünü etkiler. Yinede asıl değişiklik hormonal etkiler ile olur. Gelişme çağında ve hamilelik döneminde göğüslerde büyük değişikliklerin olması bundandır. Kilo alma ve verme sırasında göğüslerde de büyüme ve küçülme olsada bu çok dikkat çekici olmaz. Hamilelik sonrası ise emzirme ve emzirme sonrası dönemde göğüslerin dikkat çekici boyutta büyüdüğü ve daha sonra hormonal değişiklikler sonucu giderek küçüldüğü ve atrofiye olduğu görülür. Göğüslerinizin küçülmesi için spor yapmayı deneyebilirsiniz. Sonuçta kilo vermek sağlıklıdır; fakat iri ve sarkmış göğüslerde sadece ve sadece meme küçültme ve dikleştirme ameliyatları ile düzelme sağlanabilir.

AMELİYATIN ÖMRÜ NE KADARDIR?

» Meme küçültme ameliyatının sonucu kalıcıdır. Gayet tabiiki ameliyattan sonraki dönemlerde hamilelik olursa göğüslerinizde yine bir takım değişiklikler olacaktır fakat meme dokusu azaltıldığı için bu önceki kadar fazla olmaz.

 BU AMELİYATI OLAN BİRİSİ DAHA SONRA HAMİLE KALDIĞINDA SÜT VEREBİLİRMİ?

» Bu tamamen ameliyat tekniğine bağlıdır. Göğüsler aşırı iri ise ve meme başı ayrılarak operasyon yapılmışsa kişi meme küçültme sonrası süt veremez. Eğer ameliyat, göğüsleri aşırı iri olmayan hastalara uygulanan klasik yöntemlerle (ters-T şeklinde dikiş izi bırakan yöntemler) yapılmışsa meme dokusu kesilmesine rağmen hasta halen süt verebilir. Bu konuda uzman doktorunuza muayene olmalı ve danışmalısınız.

YEDİ GÜN ÖNCE MEME KÜÇÜLTME AMELİYATI OLDUM, FAKAT HALEN AZ MİKTARDA AKINTIM VAR. BU NORMALMİDİR?

» Meme, lenf damarları ve süt kanalları zengin bir bezdir. Meme küçültmede bu lenf damarları ve süt kanalları da kesildiğinden dikiş hatlarından bir süre berrak, seruma benzeyen bir akıntı olabilir. Bu zamanla -bir hafta, 10 gün içinde- kendiliğinden geçer.

 HAMİLELİĞİM SIRASINDA GÖĞÜSLERİM OLDUKÇA İRİLEŞTİ VE ŞU AN BEBEĞİMİ EMZİRMEKTEYİM. EN KISA SÜREDE GÖĞÜSLERİMİ KÜÇÜLTTÜRMEK İSTİYORUM. BU AMELİYATI EN NE ZAMAN OLABİLİRİM?

» Meme küçültme ameliyatından sonra mutlaka hormonal değişikliklerin bitmesini beklemelisiniz. Ameliyat için emzirme olayı bittikten sonra en az 3 ay geçmesini öneriyoruz; yani doğumdan en az 9 ay sonra hatta daha da iyisi 1 sene sonra.

 GÖĞÜS KÜÇÜLTME AMELİYATINDAN SONRA HAMİLE KALIRSAM YADA KİLO ALIRSAM GÖĞÜSLERİMDE DEFORMASYON OLURMU?

» Hamilelik vücudunuzda kaçınılmaz olarak bazı hormonal değişimlere yolaçacaktır. Bu hormonal değişimlerde yine kaçınılmaz olarak göğüslerinizde bir takım değişikliklere yolaçar. Bu yüzden önerimiz planlanan gebeliklerden sonra göğüs ameliyatı olmanızdır. Kilo alıp vermekde -gebelik kadar olmasada- göğüslerinizi etkiler.

ÇENE ALTIMDA VE BOYNUMDA YAĞ BİRİKİMİ VE SARKMA VAR. LIPOSUCTION’DAN FAYDA GÖRÜRMÜYÜM?

» Eğer çene altında ve boyunda sadece yağ birikimi var, ciltte fazlaca bir sarkıklık yoksa çene ucunun altından ufak bir delikten ince kanullerle yapılacak liposuction yeterli olacaktır. Bu girişim lokal anestezi ile yapılabilir. Yağ birikimi ile birlikte cilttede sarkma ve fazlalık varsa yağ ile birlikte cildinde çıkarılması veya aynı anda boyun germe yapılması gerekir (Bakınız: boyun estetiği). Daha geniş bilgi için doktorunuza danışmalısınız.

LIPOSUCTION OLAN HASTALARIN BAZISINDA PÜTÜR PÜTÜR BİR GÖRÜNÜM KALIYORMUŞ. BUNUN SEBEBİ NEDİR? NASIL GİDERİLİR?

» Bu liposuction’ın en istenmeyen sonuçlarından biridir ve ikinci bir liposuction seansı ile dahi düzeltmesi zordur. Bu deformiteyi düzeltmek için lipofilling (yağ enjeksiyonu) yapmak gerekebilir (Bakınız: Lipofilling, yağ enjeksiyonu). Eğer liposuction uygun olmayan şekilde yapılırsa böyle girintili çıkıntılı bir görünüm oluşabilir. Liposuction öncesi planlama doğru yapıldığında ve her bölgeden eşit yağ alındığında -yada simetriyi sağlayacak şekilde yağ alındığında- bu görünüm olmaz. Özellikle YÜZEYEL LİPOSUCTİON uygunsuz şekilde yapılırsa böyle kötü bir görünüm oluşabilir. Ameliyat sonrası korsenin kullanımıda sonucu önemli derecede etkiler. Daha geniş bilgi için doktorunuza danışmalısınız.

 LIPOSUCTION HER MEVSİM YAPILABİLİRMİ? ÇEVREMDEKİLER BAHARDA YAPTIRMAMI ÖNERİYOR.

» Her türlü estetik ameliyat için insanlar genellikle bahar aylarını tercih etmektedirler. Tıbbi açıdan tüm estetik ameliyatlar önlemleri yeteri derecede alındığında her mevsim yaptırılabilir. Fakat, örneğin burun estetiği yaptıran bir kişinin bir süre gözlük takmaması gerekir. Bu, yaz aylarında güneş gözlüğü takmasını kısıtlayacaktır. Liposuction sonrası giyilmesi gereken korsede kişiyi yazın kısıtlayabilir. Estetik ameliyat yaptırmak için genellikle kış ve bahar aylarının tercih edilme sebebi bu gibi problemler olabilir. Estetik ameliyatların yaza hazırlık olarak düşünülerek yaptırılmasıda kış ve bahar aylarının tercih edilmesinde etkilidir. Bu gibi sebepler dışında her türlü estetik ameliyat her mevsim yapılabilir.

AMELİYATTAN KORKUYORUM. BU YÜZDEN LİPOSUCTİON YAPTIRMAYI DÜŞÜNMÜYORUM. BU SELÜLİTLERİ YOKETMENİN BAŞKA ÇARESİ YOKMU?

» Selülit tedavisinde etkili olduğu söylenen bir çok tıbbi ve tıbbi olmayan yöntem vardır. Mezoterapi, fizyoterapi, LPG (Endermologie), çeşitli kozmetik ürünler, dietin düzenlenmesi gibi bir çok yöntem uygulanmaktadır. Fakat selülitin yapısı gereği en etkili yöntem halen liposuction’dır. Selülitin sebebi yağ dokudaki bozuk dağılım ve cildi geren lifler -septalar- olduğu için en etkili tedavide doğal olarak bu septaların kesilmesi ve bozuk dağılmış yağ dokunun alınması ve düzgün dağılımını sağlamaktır. Bunu tam olarak sağlayan tek tedavi yöntemi halen liposuction’dır. (Liposuction ile dahi selülitin tam düzeltilmesi zordur.) Bunun dışında son yıllarda saygın tıbbi yayınlarda LPG’nin (Endermologie) selülit tedavisinde etkili bir yöntem olduğu kabul edilmiştir. Bu cerrahi olmayan yöntemde cilde özel ENDERMOLOGİE cihazı ile masaj uygulanır ve cilt dışarı doğru çekilerek septaların parçalanması sağlanır. Böylece ciltteki portakal kabuğu görünümü düzelmektedir. Aynı anda yağ dokuda ezildiği için yağ doku miktarında bir miktar azalma sağladığı belirtilmektedir. LPG (Endermologie) daha çok liposuction öncesi hazırlık amacı ile kullanılmaktadır.

KİLO VERMEK İÇİN BAZI HAPLAR KULLANIYORUM. BU HAPLARI ALIRKEN LİPOSUCTİON YAPILABİLİRMİ?

» Kilo vermek için ZENİCAL yada REDÜKTİL gibi ilaçları kullanıyor olabilirsiniz. Eğer kilo vermeyi amaçlıyorsanız öncelikle istediğiniz kiloya ulaşmanız, sonra gerekirse liposuction için doktorunuza başvurmanız önerilir. Liposuction ile kilo veremeyeceğinizi unutmayın. Zayıflamak için kullanılan bu ilaçları da mutlaka bir doktora danışarak almalısınız. Önerimiz doktorunuza danışarak zayıflatıcı ilaçları denemeniz, düzenli spor yapmanız, bir diyetisyene danışarak size uygun bir diet programı almanız. Yeteri kadar kilo verdikten sonra veremediğiniz yerleri aldırmak için, vücut kontürünü düzeltmek için bir plastik cerraha başvurmanızdır. Vücut kontürünü düzeltmek için hangi yöntemin uygun olacağını doktorunuz size söyliyecektir ( Abdominoplasty, karın germe ameliyatı, bacak germe ameliyatı, kol germe ameliyatı, yanak yağının alınması, boyun estetiği yada liposuction).

LIPOSUCTION’IN BAZI RİSKLERİ OLDUĞUNU KABUL EDİYORUM. BU RİSKLERİ EN AZA İNDİRMEK İÇİN BEN NE YAPABİLİRİM?

» Herhangi bir rahatsızlığınız var ise (kalp, akciğer, kan hastalığı gibi..) mutlaka doktorunuza bildiriniz. Böylece ameliyat öncesi gerekli tetkikler yapılıp gerekli önlemler alınacaktır. Bunun dışında sigara içiyorsanız ameliyattan önce sigarayı bırakmanız, en azından azaltmış olmanız önemlidir. Unutmayın ki sigara her türlü ameliyatın sonucunu kötü yönde etkiler. Sigara küçük kan damarlarının tıkanmasına yol açtığı için yara iyileşmesini bozar. Ayrıca doktorunuzun önerilerine tam olarak uymanız sonucun iyi olması için önemlidir. Örneğin liposuction sonrası korseyi mutlaka doktorunuzun önerdiği kadar kullanmalısınız.

LIPOSUCTION’IN ETKİSİNİ NE KADAR ZAMANDA GÖRÜRÜM VE ETKİSİ NE KADAR SÜRER?

» Liposuction yapılan bölgede ödem gelişeceğinden, ve ciltaltı yağ dokusunun oturuşması ve düzgün bir görünüm oluşması 2-3 ay alacağından bu süre sonunda sonuç belirginleşmeye başlar. Diet ve spora devam ettiğiniz sürece liposuction’ın etkisi kalıcıdır ve uzun yıllar sürer. Eğer liposuction sonrası beslenmenize dikkat etmez ve spor yapmazsanız kilo aldığınızda liposuction öncesindeki gibi aldığınız kilolar belli bölgelerde toplanmayacaktır, çünkü yağ dokusunun biriktiği bölgelerdeki fazla yağ hücreleri liposuction ile alınmıştır.

KİLO VERMEK AMACI İLE DÜZENLİ SPOR YAPIYORDUM. DAHA SONRA EGZERSİZLE VEREMEDİĞİM FAZLALIKLARI LIPOSUCTION İLE ALDIRDIM. NE KADAR SÜRE SONRA DÜZENLİ OLARAK SPOR YAPMAYA BASLAYABİLİRİM?

» Ameliyat sonrası 3-7. gün ağır olmayan, günlük işlerinizi yapabilirsiniz. Fakat spor ve cinsel ilişki gibi ağır efor gerektiren aktivitelere 3-4 haftadan önce başlamamanız önerilir.

LIPOSUCTION AĞRILI BİR AMELİYATMIDIR?

» Liposuction yaptıran kişiler genellikle ameliyat sonrası fazlaca ağrı duymazlar. Hemen ameliyat sonrası narkozun etkisinden çıkma süreci daha sıkıntı vericidir. Hastalar kendilerine geldikten sonra yapılan ağrı kesicilerinde etkisiyle sıkıntı yaşamazlar. Bu liposuction’da yapılan kesilerin (kanüllerin giriş delikleri) çok ufak olması sebebiyledir.

 LIPOSUCTION İÇİN İYİ BİR ADAY MIYIM?

» Genç bir hastasınız (cildiniz elastikiyetini kaybetmemiş), sigara kullanmıyorsunuz, diet uyguluyorsunuz, düzenli olarak spor yapıyorsunuz, fazla kilolarınızı verdiniz ve şu an ideal kilonuza yakın bir kilodasınız, yağ birikimi olan bölgelerde selülit görünümü yok, herhangi bir ciddi hastalığınız yok, liposuction ile kilo vermek gibi bir beklentiniz yok, liposuction ile sadece veremediğiniz fazlalıkların alınacağını biliyorsunuz, …..siz liposuction için çok iyi bir adaysınız. Tabii ki liposuction yaptırmak isteyen kişilerin çoğu bu özelliklerin bir çoğuna sahip olmayan adaylardır. Kişiler genelde ideal kilosunun üzerinde, sigara kullanan ve selülit problemi olan kişilerdir.

LIPOSUCTION SONUNDA BELİRGİN İZLER KALIRMI?

» Liposuction’da kullanılan kanüller ilk kullanıldıkları yıllara göre oldukça inceltilmiştir. Şu an bir çok bölgede 3-4-5 milimetre çapındaki kanüllerle liposuction uygulanmaktadır. Kanüller en saklı kısımlardan yapılan yarım ile bir santimlik kesilerden ciltaltına ilerletilmektedir. Örneğin kasık, göbek deliği, çene ucunun altı gibi. Bu bölgelere yapılan yarım ila bir santimlik kesiler liposuction sonrası bir-iki dikiş ile kapatılır. Dikişler alındıktan sonra nerede ise hiç iz kalmaz.

LİPOSUCTİON’DA ÜCRET NASIL BELİRLENİYOR? YAĞIN LİTRESİ KAÇA ALINIYOR?

» Yağın litresinin kaça alındığı hastalar tarafından sıkça sorulmaktadır. Bu ameliyatın ücreti alınan yağın litresine göre değil, liposuction yapılacak alanın genişliğine ve vakanın diğer özelliklerine göre değerlendirilmektedir. Bu konuda bir fikir verebilmek için mutlaka kişiyi tam olarak muayene etmek ve liposuction’ın hangi bölgelere hangi yöntemle yapılacağını belirlemek gerekir. Bu konuda daha geniş bilgi edinmek için mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

CİNSEL İLİŞKİ YADA SPOR GİBİ EFOR GEREKTİREN AKTİVİTELERE NE ZAMAN BAŞLAYABİLİRİM?

» Kişi 3-7 gün içinde hafif aktivitelere başlayabilir, ağır bir işi yoksa işine dönebilir. Cinsel ilişki yada spor gibi efor gerektiren aktivitelere 3-4 haftadan önce başlanmaması önerilir.

 LİPOSUCTİON YAPTIRMAK İÇİN EN UYGUN YAŞ ARALIĞI NEDİR? ÇOCUKLARA YADA YAŞLILARA UYGULANABİLİRMİ?

» Liposuction için kesin bir yaş sınırı yoktur, fakat yasal sorumluluklar sebebiyle kişinin 18 yaşını doldurmuş olması gereklidir. Herhangi bir üst yaş sınırı yoktur.

 LİPOSUCTİON AMELİYATI YAKLAŞIK KAÇ SAATTE YAPILIYOR?

» Bu operasyon bir nevi heykeltraşlıktır. Cerrah yağ alma işlemini yaparken estetik kuralları ışığında vücudunuza da güzel bir görünüm kazandırmaya çalışır. Bu sebeple 2 litre 2 saatte alınır, 3 litre 3 saatte alınır gibi bir genelleme yapılamaz. Liposuction ve yapılan rötüşların ne kadar süreceği kişiden kişiye değişir. Ameliyatın süresinden çok elde edilecek sonucun güzel olmasının önemli olduğunu unutmayın.

 LİPOSUCTİONDAN SONRA CİLTTE SARKMA OLMUYORMU?

» Cildinizin elastikiyeti yeterli ise cilt altındaki yağ alındığında cilt hemen kendini toplayıp gerilecektir. Cildinizin elastikiyeti yetersiz ise zaten liposuction için uygun bir vaka değilsinizdir ve size liposuction yerine germe ameliyatları yapmak daha doğru olacaktır.

 NEREDEN NE KADAR YAĞ ALINACAĞINA NASIL KARAR VERİYORSUNUZ?

» Bunu belirlerken bir kaç faktör gözönüne alınır. Öncelikle kişi ayakta değerlendirilir ve yağ alınacak bölgeler silinmez kalemle işaretlenir. Bu işaretleme sırasında hem yağ alınacak bölgeler işaretlenir hemde nereden ne kadar yağ alınacağı belirtilir. Bunun dışında kişinin istekleri ve cerrahın tecrübeside önemlidir. Aslında alınan yağdan çok geride kalan miktar önemlidir. Sonuçta amacımız vücuda düzgün bir kontur sağlamaktır.

 KARNIMDA DOĞUMLARA BAĞLI BİR ÇOK ÇATLAK VAR. LİPOSUCTİON İLE BU ÇATLAKLAR DÜZELEBİLİRMİ?

» Liposuction ile ciltaltındaki fazla yağ dokusu alınır. Ciltteki çatlaklar ise derinin kendisinde olan bir sorundur; bu yüzden liposuction’ın ciltteki çatlakları düzeltemeyeceğini söyleyebiliriz.

LİPOSUCTİONDAN KAÇ GÜN SONRA NORMAL CİNSEL YAŞANTIMA DÖNEBİLİRİM?

» Liposuction’ın büyüklüğüne bağlı olarak 1-2 hafta içinde cinsel ilişki yaşayabilirsiniz.

SAĞLIK SİGORTAM VAR. KARIN GERME AMELİYATINI SAĞLIK SİGORTAM KARŞILARMI?

» Karın germe ameliyatı bir estetik ameliyat olduğu için özel sağlık sigortaları yada diğer sağlık güvenceleri karşılamaz; ama karındaki sarkıklığın hastanın yaşam kalitesini kötü yönde etkilediği, çeşitli rahatsızlıklara yolaçtığı sigorta kurumunca kabul edilirse sağlık sigortanız bu ameliyatı karşılayabilir. Ameliyattan önce sigorta kurumuna yada firmasına danışmak gerekir.

 BU AMELİYATTA GÖBEĞİN YERİNİN BAZI HASTALARDA DEĞİŞTİĞİ SÖYLENİYOR BU DOĞRUMUDUR?

» İnsanlar karın germe ameliyatında göbeğin yerinin değiştiğini sanıyor fakat aslında göbek aynı yerde bırakılıyor; yeri değişen şey karın cildi oluyor. Karın germe ameliyatında çamaşırın içinde kalacak tarzda -sezaryen ameliyatı izinin daha uzunu şeklinde- bir taraftan diğer tarafa uzanan bir kesi yapılıyor. Karın cildi alttaki karın kaslarından ayrılıp kaldırılıyor ve aşağı doğru çekiliyor; bu sırada göbek çevresine bir kesi yapılıp karın kaslarına bağlı halde aşağıda bırakılıyor. Karın cildi aşağı çekilip fazlası alınıyor. Göbek cildin altında normal yerinde kalıyor; göbeğin üzerine denk gelen yerden bir delik delinip göbek tekrar karın cildi üzerine alınıyor ve buraya dikiliyor. Yani aslında göbeğin yeri değişmiyor ama çevresindeki karın derisi aşağı doğru gerilmiş oluyor. Eğer karın cildinde sarkma fazla değilse mini-abdominoplasti denen bir ameliyat uygulanıyor; bu ameliyatta karın cildi çok fazla yer değiştirmediğinden göbek deliğine ek bir işlem yapmaya gerek kalmıyor.

 KARNIMDA FAZLALIKLAR VAR. LİPOSUCTİON (YAĞ ALDIRMA) MI, KARIN GERME Mİ YAPTIRMAM LAZIM?

» Bu iki ameliyatın uygulama yerleri farklıdır. Karnınızda, ciltte sarkma yoksa, cilt elastikiyeti korunmuşsa, çatlaklar az ise yada hiç çatlak yoksa, asıl problem karında yağ toplanması ise en iyi sonuç verecek olan liposuction’dır. Eğer karın derisinde de fazlalık varsa, cilt sarkmışsa, çok fazla çatlaklar mevcutsa karın germe yapmak gerekir; çünkü sarkmış olan cildi mutlaka kesip almak gerekir. Liposuction ise cilt elastikiyeti korunmuş, nispeten sarkmanın az olduğu vakalara yapılır, yağ alındıktan sonra cilt esnek olduğundan toparlar, sarkma olmaz. Karın germe ameliyatında genellikle karın cildini inceltmek için ve kesinin kenarlarına rötuş yapmak için liposuction’da yapılır.

 İKİ DOĞUM YAPTIM VE KARIN CİLDİMDE ÇOK SAYIDA ÇATLAK VE SARKMA OLUŞTU. KARIN GERME AMELİYATI OLMAYI PLANLIYORUM. ASLINDA BİR BEBEK DAHA İSTİYORUZ. BEBEKTEN ÖNCE KARIN GERME AMELİYATI GEÇİRİRSEM BEBEĞE ZARAR VERİRMİ?

» Karın germe ameliyatından sonra hamile kalabilirsiniz. Karın germe ameliyatında yapılan işlemler ve atılan dikişler bebeğin gelişimine zarar vermez fakat doğumdan sonra karın bölgesinde tekrar deformasyon oluşabilir. Bu yüzden önerimiz tüm planlanan doğumlar gerçekleştikten sonra karın germe ameliyatını olmanızdır. Son doğumdan itibaren en az 6 ay geçmelidir. Bu 6 ay içinde bebeğinizi emzireceğiniz için anestezi almanız sakıncalı olur. Ayrıca doğum sebebiyle oluşan hormonal değişiklikler geri dönecek ve karın bölgesinde, göğüslerde deformasyonlara yolaçacaktır. Bu sebepler yüzünden, son doğumunuzdan en az 9-12 ay sonra karın germe yada meme dikleştirme-küçültme-büyütme ameliyatlarını olabilirsiniz.

 KARNIMDA SARKMA VAR FAKAT GEÇİRDİĞİM DOĞUMLAR SADECE KARNIMDA DEĞİL HER YERİMDE DEFORMASYONA YOLAÇTI. KARNIM SARKTI, BACAKLARIMDA GEVŞEKLİK VE SARKMALAR OLDU, GÖĞÜSLERİM SARKTI. BİR AMELİYATLA HEPSİ BİRDEN DÜZELTİLEBİLİRMİ?

» Bu bahsettiğiniz gibi hem karın hem göğüslere hem de bacaklara yapılan germe ameliyatlarına “Total Body Lift” diyoruz. Bu üç ameliyat aynı seansda yapılabilir; uzunca süren bir ameliyattır. Ameliyattan 10 gün önce hastadan kan alınır ve kan bankasında saklanır. Ameliyat sırasında hastadan alınan bu kan yine hastaya verilir.

Ileride kalça implantlarını degistirmek gerekir mi?
»  Bu implantlar, yıllar içinde deforme olmaz; kalçada implantları degistirmeyi gerektirecek bir deformasyon olmaz. Kalça bölgesi meme gibi degildir. Meme büyütme ameliyatlarından sonra ileriki yıllarda revizyon yapmak gerekebilir, çünkü yıllar içinde memelerde sarkma, deformasyon olur. Kalçada ise böyle bir deformasyon olmaz..

Ameliyat için sehir dısından gelecegim. Istanbulda ne kadar kalmam gerekir?
» Bu ameliyattan sonra en azından ilk kontrolünüz için mutlaka muayeneye gelmeniz gerekir. Rahatça oturup havayolu ile seyahat edebilecek hale gelmeniz için en az 5-6 güne, hadi diyelim 1 haftaya ihtiyacınız var. Ameliyat ve iyilesme dönemi için istanbulda 1 hafta kalmanız yeterlidir.

Popo Estetiği Ameliyatından  kaç gün sonra isime dönebilirim?
»  1 hafta yeterli olacaktır.

Popo Estetiği Ameliyatının riskleri nelerdir?
» Bu ameliyatta kanama olması çok nadirdir, genellikle ameliyat sırasında bile dogru dürüst kanama olmaz. Olabilecek en ciddi komplikasyon, implantın yanlıs seçimine veya implantın yanlıs yerlestirilmesine baglı problemlerdir. Tecrübeli ellerde bu ameliyat genellikle sorunsuz ve iyi sonuç veren, hasta memnuniyeti yüksek bir ameliyattır. Ameliyat yeri aslında kirli kabul edilen bir yer olmasına ragmen genellikle enfeksiyon görülmez.

Popoda dolgu yada yag enjeksiyonlarına göre implantların avantajları nelerdir?
Dolgu yada yag enjeksiyonunda enjekte edilen yag yada dolgu eriyecektir. Ayrıca bu enjekte edilebilir maddeler popo bölgesine sekil vermez, üzerine oturdukça yer degistirebilir. Istendiginde ise çıkarılamazlar. Silikon popo implantları ise popoya sekil verir, üzerine oturdukça yer degistirmez, istenirse çıkarılabilir, tek seansda yapılacagından daha ucuza gelir, erimez, hayat boyu kalabilir, allerji yapmaz.. Avantajları çok fazla, dezavantajları ise yoktur..

Popo ameliyatı sadece kadınlara mı yapılıyor?
»  Kesinlikle hayır. Bu ameliyat kisiyi feminenlestiren bir ameliyat degildir. Popo bölgesini büyüten bir ameliyattır. Erkek bir hasta, popo kısmının dümdüz oldugunu söyleyerek, bu ameliyat istegi ile gelebilir. Bu hastalar genellikle pantolon giydiklerinde, pantolonun arka kısmının çuval gibi bos kaldıgını söylerler.. Popo kısmı dümdüz ise erkek hastalara da implantla büyütme yapılabilir. Aslında bu ameliyat için bana ilk basvuran hastam da bir erkekti. Çalıstıgı yerde genç bir meslektaslarının belirgin kalçasıyla çok övündügünü, kadınların çok ilgisini çektigini söylemisti. Kendi kalçası dümdüz oldugundan, o meslektasları gibi popo kısmının belirgin olmasını istiyordu..

Popoda asırı sarkma varsa hem diklestirme hem de implantla büyütme yapılabilir mi?
» Yapılabilir. Bu bölgede (popo) sarkma çok olagan ve sık gördügümüz bir durum degildir. Kisinin dokuları çok gevsekse, kısa zamanda çok hızlı kilo verdiyse, çok yaslıysa popoda sarkma olabilir. Çok nadir bir durumdur. Bu durumda bel arkasından -karın germe gibi- popo diklestirme yapılıp aynı ameliyatta da popo implantı ile popo büyütme yapılabilir.

admin

RELATED ARTICLES

Jinekolojik estetik çeşitleri ve ameliyat uygulamaları

Jinekolojik estetik çeşitleri ve ameliyat uygulamaları

‘Genital estetik’ uygulamaları, genital bölgeye

READ MORE