MEME BÜYÜTME AMELİYATLARINDA ÖNEMLİ NOKTALAR

MEME BÜYÜTME AMELİYATLARINDA ÖNEMLİ NOKTALAR

MEME BÜYÜTME AMELİYATLARINDA ÖNEMLİ NOKTALAR

1) Kişi bu ameliyata uygun mu değil mi?

Kişinin şikayetçi olduğu estetik kusur, bu ameliyatla giderilebilecek bir sorun mu; hastanın fiziksel yada ruhsal bir engeli var mı? Hasta muayene edilir ve sorununun meme protezi ile çözümlenebileceği görülürse opere olabilir. Bazı vakalarda, örneğin ciddi boyutta asimetrileri olan vakalarda, bir tarafı meme protezi ile büyütürken, diğer tarafa meme küçültme ameliyatı yapmak gerekebilir. Bunun yanında, sadece silikon implantlarla memelerdeki şekil bozukluklarının giderilmesi çok zordur. Örneğin hastanın meme uçları çok fazla yanlara bakıyorsa, sadece meme implantları ile meme uçlarını ortaya yaklaştırmak genellikle mümkün olmaz. Bu gibi bir durumunuz varsa şunu bilin: implantlar meme uçlarını ortalayacak şekilde yerleştirilmez. İmplantlar, göğüs kafesine ve ön koltukaltı çizgisine göre yerleştirilirler. Hastanın meme uçları olması gereken noktadan daha yanlardaysa, meme büyütme ameliyatından sonra da yanda kalacaktır. Bozuk yerleşimli meme uçlarını olması gereken yere almak farklı ve meme üzerinde iz bırakan bir ameliyat yapmayı gerektirir. Hastaların bunları bilmesi gerekir.

2) Ne büyüklükte bir protez konacak?

Protezin büyüklüğü kişinin isteğine, doktorun önerisine ve hastanın göğüs-vücut yapısına göre belirlenir. Protez taktırmak isteyen kişi ameliyat sonrası ne büyüklükte sütyen giymek istediğini doktoruna belirtmelidir. Doktorunuz size ne büyüklükte meme protezi konması gerektiğini hesaplayacaktır. Protezin kas altına konduğu ameliyatlarda nispeten daha büyük protez kullanmak gerekir (göğüs kası altına konan implantı, göğüs kası bir miktar bastıracaktır).Genellikle ameliyathanede bir dizi (bir kaç boy) ‘sizer’ bulundurulur. ‘Sizer’ dediğimiz protezler kalıcı protez değildir, bir nevi ‘denemelik’ meme protezi diyebiliriz. Bazı firmalar, bunları kalıcı implantlardan ayırtetmek kolay olsun diye renkli (mavi, yeşil) üretir. Ameliyata başlanırken ameliyat odasında çeşitli ebatlarda ‘sizer’ ve meme protezleri bulundurulur. Ameliyatta ‘sizer’ yerleştirilerek memenin büyüklüğüne ve şekline bakılır. Meme istendiği kadar büyümediyse o ‘sizer’ çıkarılır ve daha büyüğü yerleştirilir. İstenen büyüklük elde edilince ‘sizer’ çıkarılır ve sizer ile aynı ebattaki silikon meme protezi yerleştirilir (bu yöntem, özellikle meme asimetrilerinin düzeltilmesi sırasında kolaylık sağlar; küçük olan tarafa sizer kullanılarak meme protezi konduğunda tam simetri sağlanabilir).

Bir diğer durum ise hastanın meme dokusu hiç yoksa ve meme cildi ameliyat sırasında genişlemeyecek şekilde ise -ve bu hastaya büyük bir protez konacaksa- kalıcı meme protezinden önce doku genişletici ile meme cildinin genişletilmesidir. Özellikle cinsiyet değişikliği ameliyatı geçiren erkek hastalarda bu işlem gerekli olabilir çünkü protezin yerleştirilebilmesi için meme bölgesindeki cildin genişletilmeye ihtiyacı vardır. Ameliyatla meme bölgesine doku genişletici yerleştirilir, haftalar içinde bu doku genişletici şişirilerek meme bölgesindeki cildin genişlemesi sağlanır. Bu tarz doku genişleticilerde genellikle hasta haftalık kontrollere gelir ve meme başından iğne ile serum fizyolojik enjekte edilerek bu geçici protez şişirilir. İğnenin tam olarak nereden yapılacağı, özel bir mıknatıs sayesinde bulunur. Meme bölgesine yerleştirilen doku genişleticinin iğne-enjeksiyon yerinde bir mıknatıs bulunur. Dışarıdan da ayrı bir mıknatıslı aparat kullanılarak tam enjeksiyon yeri bulunur. Böylece doku genişletici yaralanmadan (iğne ile delinmeden), tam enjeksiyon yerinden, içine serum verilerek doku genişletici şişirilir. Meme cildi yeterli derecede genişlediğinde ikinci bir ameliyatla doku genişletici çıkarılır ve kalıcı meme protezi yerleştirilir.

Genel olarak tüm hastalarda konacak meme protezinin büyüklüğüne karar verirken şu noktalar gözönünde bulundurulur:

Hastanın isteği dinlenir, göğüslerinin ne büyüklükte olmasını istediği, ne büyüklükte sütyen takmak istediği net olarak anlaşılır.

Hastanın fizik yapısı (meme uçlarının büyüklüğü, göğüslerin büyüklüğü, iki göğüs arasındaki açıklık, göğüs şekli, göğüslerde sarkma olup olmadığı, hatta hastanın boyu ve vücud yapısı) değerlendirilir.

Hastanın bir kaç değişik pozda resimleri alınır.

Hastaya eski hastaların ameliyat öncesi ve sonrası görüntüleri gösterilir. Eski hastaların resimleri gösterilirken her birine ne hacimde protez konduğu, protezin konduğu anatomik bölge (meme dokusu altına yada göğüs kası altına) belirtilir.

Meme protezi üreten bir firma olan Inamed firmasının web sitesinde bulunanInamodel uygulaması hastaya bir fikir verebilir (bu uygulamayı çalıştırabilmeniz için bilgisayarınıza VETPplayer ın kurulu olması gerekmektedir; VETPlayer ı kurmak için tıklayınız). Bu site yabancı kaynaklı olduğundan maalesef uygulamada kullanılan birimler inch şeklindedir.

Kaç cc’lik protezin memede ne kadar büyüme yapacağı aşağı yukarı bellidir (tabii protezin kas altına yada meme dokusu altına konmasına göre protezlerin memede büyüme yapıcı etkisi değişir; protezler kas altına konduğunda daha büyük protez koymak gerekir). Bu hesaplama için doktorunuza danışmalısınız (doktorunuz dilediğiniz sütyen numarasına göre konacak meme protezinin hacmini; örneğin 80A sütyen giyen bir bayanın ameliyattan sonra 80D giymesi için ne büyüklükte protez konacağını hesaplayacaktır).

3) Protezin şekli nasıl olacak? Anatomik, yuvarlak, asimetrik?

Protezlerin şeklinin nasıl olması gerektiği halen tartışmalıdır. Anatomik şekilli ve yuvarlak olanlar arasında sonuç açısından fark olmadığını yazan makaleler kadar anatomik şekilli olanları öven makalelerde vardır. Hatta bu tartışmaya Rofil ve P.İ.P. firmaları her iki taraf (sağ ve sol) için farklı şekillerde meme protezleri üreterek daha farklı bir boyutta katmıştır (bu iki firma, implantlarında kullandıkları standart dışı silikon jel sebebiyle bugün iflas etmiştir). Anatomik şekilli protezler, şekillerini korumaları için oldukça sert kıvamlı, yoğun silikon jel içerirler. Kıvamları jelibon şekerleri kıvamına benzer. Buna karşın, yuvarlak implantların hem silikon jelli olanları, hem de serum fizyolojik içerenleri vardır.

Anatomik modeller (bu protezler anatomik, kontür, biodimensional ve teardrop (gözyaşı damlası) olarak da adlandırılıyor) daha pahalıdır ve şekillerini korumaları önemli olduğundan genellikle yüksek sertlik derecesinde olan cohesiv III silikon jel ile dolu olanları kullanılır. Üstleri, altları farklı olduğu için yerleştirilirken doğru yerleştirilmeleri gerekir. Anatomik ve asimetrik meme protezleri, yerlerinden kayma gibi sorunlar olmaması için özellikle yüzeyleri pürüzlü üretilirler; böylece konuldukları bölgede dokuya daha iyi yapışır, yerlerinden kaymazlar. Anatomik implantlar bazı hastalarda keyfen tercih edilebilir ama bazı vakalarda özellikle anatomik implantların kullanılması zorunludur. Bazı bayanların göğüslerinin üst kısımlarında hacim, alt kısıma göre daha azdır. Sanki üst kısımlarda meme dokusu yoktur, olan meme dokusu memenin alt kısımlarına yığılmıştır. Bu vakalarda üst kısımlarda dolgunluğu sağlamak için mutlaka anatomik implant kullanmak gerekir. High profile, yuvarlak meme protezleri ile istenen sonuç bu vakalarda alınamayabilir.

Yuvarlak, serum fizyolojikli modeller ise, hasta ayağa kalktığında zaten damla protezlere yakın bir görüntü verirler çünkü yerçekiminin etkisi ile protez içindeki serum aşağı toplanır ve proteze damla şekilli protezlerdeki gibi bir görünüm verir; bu yuvarlak-serum fizyolojikli protezlerin fiyatları da damla şekilli meme protezlerine göre daha ucuzdur.

4) Protezlerin kılıfının yapıldığı madde: silikon, poliüretan, titanyum kaplama.

Değişik firmalar değişik maddelerden ürettikleri meme protezlerini kullanıma sunmuşlardır. Bu maddeler arasında silikon en fazla kullanılandır. Silikon dışında titanyum kaplamalı ve poliüretandan üretilmiş meme protezleri de bulunmaktadır. Dış kaplama konusunda farklı ürün arayışının 2 sebebi vardır:

Vücuda zarar vermeyen, kapsül kontraktürüne yol açmayan dış kılıf maddesinin arayışı:Bugün katı silikon kılıflı protezler bu konuda aklanmıştır. Bunun yanında nadiren de olsa kapsül kontraktürü her tip meme protezi ile olabilmektedir.

Daha uzun süre dayanan, uzun yıllar sonunda sızdırma yapmayan dış kılıf arayışı: katı silikon kılıflı protezlerin uzun yıllar dayandıkları bilinmektedir; yine de üretici firmalar bu protezlerin 10 yıl sonunda değiştirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Bunun sebebi protezlerin yıllar içinde yüzbinlerce kez nefes alma-verme hareketleri ile bir tahrişe uğramaları ve yıllar sonunda çok az da olsa içeriklerini (serum fizyolojiği) sızdırabilmeleridir. Bu ihtimal yüzünden artık akışkan olmayan koheziv silikon jel içeren protezler üretilmiştir. Bu protezler delinse dahi katı silikon jel doku içine akmamaktadır. Bazı firmalarda yıllar sonunda oluşan tahriş ve sızdırma ihtimaline karşı titanyum kaplamalı silikon protezleri üretmişlerdir. Bu protezlerin kılıflarındaki katman sayısı diğerlerine göre daha fazladır ve yapı olarak titanyumla sağlamlaştırılmışlardır.

NOT: Titanyum kaplı implantları geliştiren P.I.P. firması bugün iflas etmiştir..

NOT: Benim değiştirdiğim en eski meme implantı 20 yıllık idi. Çıkan implantlar eski sıvı silikon içeren implantlardan idi ve sapasağlamdılar. Hasta, firmaların 10 yılda bir implantların değiştirilmelerini önerdiklerini duyduğundan, kendi isteği ile meme implantlarını değiştirtti.

5) Protezin içeriği

Protezin içeriği de önemlidir. Örneğin serum fizyolojikli meme protezleri boş şekilde yerleştirilip şişirildiklerinden ameliyat daha kolay olur, daha ufak bir kesiden yerleştirilebilirler; örneğin memeucu veya koltukaltına yapılacak 3-4 santimlik bir kesiden yerleştirilebilirler. Ayrıca çok önemli bir avantajları da vardır: şişirme marjı. Serum fizyolojikli meme implantları, belli bir sınır dahilinde hacminden biraz az yada çok şişirilebilir. Örneğin serum fizyolojikli imlantın hacmi 275+25 cc. ise bu, implantın 275 cc şişirilebileceğini, dilenirse 25 cc. daha serum verilerek toplamda 300 cc. serum ile şişirilebileceğini ifade eder. Silikon jelli implantlarda ise böyle bir lüksünüz yoktur, bu implantlar paketten zaten belli bir hacimde silikon jel ile doldurulmuş halde, hazır çıkar. Bu avantajlarına karşın serum fizyolojikli protezlerin, nadiren de olsa yıllar içinde serum kaçırabildikleri bildirilmiştir. Protezin içindeki serumun dışarı sızması halinde hastaya bir zararı yoktur; sızan serum, vücut tarafından emilip atılacaktır. Protezin sönmesi ise tabii ki bir sorundur. Bu durumda protezin değiştirilmesi gerekir. Yine de bu gibi sönme vakaları çok nadir ve yıllar içinde olan vakalardır. Günümüzde en yaygın kullanılan protezler serum fizyolojikli protezlerdir.

Koheziv silikon jel içeren protezler, paketten içi dolu olarak hazır halde çıkar ve yerleştirmesi daha zordur. Silikon jelli bir protezi yerleştirmek için en az 4-5 santimlik bir kesi yapmak gerekir. Ayrıca koheziv silikon jelli meme protezlerini meme başından ve koltukaltından yerleştirmek zordur; bu protezler genellikle meme altından girilerek yerleştirilir. Bu protezlerin daha doğal bir kıvama sahip oldukları söylenir. Koheziv silikon jelin de 3 tipi var ve bunların kıvam ve sertlikleri farklıdır. En sert koheziv silikon jel içeren meme protezleri oldukça sert bir kıvama sahiptir. En yaygın kullanılan protezler, orta sertlikdeki koheziv II implantlardır. Tüm meme protezlerini karşılaştırmamız gerekirse en yumuşak kıvamlı olanlar serum fizyolojikli protezlerdir, ondan sonra sırasıyla (kıvamı sertleşerek) koheziv silikon jel I, koheziv silikon jel II ve en son olarakta koheziv silikon jel III gelir. Koheziv silikon jel III içeren protezlerin kıvamı jel-ayıcık şekerlemelerininki (jelibon şeker) gibidir.

Bir de hidrojel içeren meme protezleri vardır. Bu protezlerin içeriği hyaluronik asit, polisakkarid jel yada hidrofil poliakrilamid jeldir. Hidrojel içeren protezlerin kullanımı yaygın değildir. Bir ara popüler olan soya yağı içeren meme protezleri bugün artık kullanılmamaktadır.

Hem koheziv silikon jel hem serum fizyolojik içeren protezler de üretilmiştir. Çift katmanlı protezlerde dış katman silikon jel içerip, iç katman serum fizyolojikle şişirilebilir olabilir; yada tam tersi olabilir. Bunlar çok marjinal tasarımlı implantlardır, sık kullanılmazlar.

6) Protezin katmanları

Protezin katmanları öncelikle protez fiyatını etkiler. Çok katmanlı protezler daha pahalıdırlar. Bu protezler içerik sızdırma olayına karşı geliştirilmişlerdir. Dış katmanı serum, iç katmanı silikon jel içeren yada dış katmanı silikon jel, iç katmanı serum fizyolojik içeren protezler vardır. Günümüzde artık implantların içinde neredeyse silgi kıvamında koheziv silikon jel denilen ve akışkan olmayan bir silikon kullanılmaktadır; bu yüzden silikonun sızması yada akması söz konusu değildir. Genellikle tek katmanlı implantlar kullanılmaktadır. Aslında bu tek katman silikon bile mikro düzeyde en az 3 kat silikon kılıf içermektedir ama dışarıdan bakınca gözle görülmez.

7) Protezin low, moderate, moderate plus yada high profile modelleri

Protezlerin low, moderate, moderate plus yada high profile gibi (yada low, moderate, full, extra full gibi) değişik kalınlıktaki modelleri üretilirken göğüse verilmek istenen şekil gözönüne alınmıştır. Low profile modeller (daha yassıdırlar, çapları daha geniştir) memeyi daha yassı ve geniş gösterirken high profile modeller (çapları daha azken, kalınlıkları daha fazladır) memeyi daha öne çıkık ve büyük gösterir, memenin üst kısmına daha fazla dolgunluk sağlarlar. Bu iki model arasında da moderate ve moderate plus profile modeller yeralır. Bu modeller arasında seçim yaparken kişinin memesinin ne kadar öne çııntılı istediği (projeksiyon) ve memenin taban çapı dikate alınır.
Low profile (en yassı, çapı en geniş)
Moderate profile
Moderate plus profile
High profile (en kalın, çapı en az)

8) Protezin yüzey özelliği: düz ve pürtüklü yüzeyli protezler

Protezin yüzey özelliği de önemlidir. Pürüzlü yüzeyli (textured-siltex) meme protezleri yerleştirildikleri bölgeye daha iyi tutunurlar, kapsül kontraksiyonuna daha az yolaçtıkları söylenmektedir; buna karşın dışarıdan daha fazla belli oldukları da söylenmektedir çünkü çeperleri daha kalındır. Diğer yandan, pütürlü yüzeyli koheziv III silikon jelli implantlar, kas altı bölgeye konduklarında dışarıdan belli olmazlar. Anatomik (kontür, damla şekilli) implantların üst ve alt kısımları bellidir; memeye doğal bir görünüm vermeleri için içeride düzgün durmalı ve dönmemelidirler. Bu yüzden içeride hareket edip dönmelerini engellemek için bu implantlar her zaman pürüzlü yüzeyli(textured-siltex) üretilirler.

Düz yüzeyli (smooth) meme protezlerinin çeperleri daha ince olduğundan dışarıdan daha az hissedilirler. Yuvarlak şekilli implantlar, içeride dönse de göğüsün şekli bozulmaz, sonuçta yuvarlaktırlar; bu yüzden yuvarlak implantlar düz yüzeyli (smooth) üretilebilirler.

9) Protez nereden konacak?

Her yöntemin kendine göre avantaj ve dezavantajları vardır. Tüm yöntemlerde iz kalır. Burada amaç, izi saklamaktır. Yine de tüm bu yöntemler sonucu kalan izler zaman geçtikçe silikleşecektir ve sonunda farkedilmeyecek kadar az belli olurlar. Protezler nereden konursa konsun hem meme altına hemde göğüs kası altına yerleştirilebilir. Protezler kas altına yerleştirildiğinde aynı etkiyi yapması içinmeme altına yerleştirilenden biraz daha büyük bir protez koymak gerekir.

GİRİŞ YERLERİ:
Meme ucundan
Meme altından
Koltukaltından
Göbek deliğinden (T.U.B.A. yöntemi)
Karın germe ameliyatı sırasında karın alt kısıma yapılan kesiden (T.A.B.A. yöntemi)

NOT: Son iki yöntem, pratik olmadıkları ve çok fazla avantaj sağlamadıkları için yaygın uygulanmamaktadır. Meme protezleri sıklıkla ilk 3 yerden girilerek yerleştirilir.

1- Protez, meme başından konduğunda iz meme başında, meme başındaki koyu alanın hemen sınırında olur. Yani iz, sütyen yada bikini üstü giyilmediği zaman görülebilecek bir yerdedir fakat buradaki dokuda genellikle belirgin bir iz kalmaz. Protez, meme başından yerleştirilirken meme dokusu azda olsa kesilebilir; fakat bu kesinlikle emzirmeye etki edecek derecede değildir; yine de ameliyat sonrası bebek sahibi olmayı düşünen hastaların bu konuyu doktorları ile görüşüp tartışmaları gerekir. Hem meme başından protezi yerleştirmek hem de meme dokusunu hiç kesmemek de mümkündür. Meme başından girildikten sonra göğüs kasına kadar ciltaltı dokudan ilerlenirse meme dokusu hiç kesilmemiş olur. Meme başı çok küçükse yada konacak protez büyükse protezin meme başından yerleştirilmesi zor olabilir. Koheziv silikon jel içeren protezleri meme başından yerleştirmek zordur, kesi buradan yapılacaksa serum fizyolojikli meme protezlerini kullanmak kolaylık sağlar. Bazı durumlarda protez, meme başından konamaz; örneğin bazı bayanlarda meme başında koyu renkte olması gereken bölge koyu olmayıp normal cilt renginde olmaktadır. Bu durumda burada kalacak iz belirgin olacağından, protezi koltukaltı yada meme altından koymak gerekebilir. Bazı bayanlarda da meme başı çok ufak çapta oluşmuştur; bu durumda da meme başından protez yerleştirmek tercih edilmez. Bu yöntemin en kötü yanı bazen meme ucunda his kaybı yaşanabilmesidir.

2- Protez, meme altından yerleştirildiğinde meme dokusuna kesi yapılmaz, iz meme altında kalır ve pratikte görülebilecek bir yerde değildir. Kalan iz, sütyen yada bikininin üstü giyilmese dahi belirgin, görülebilecek bir iz değildir ama yine de tüm bu yöntemler içinde izin en fazla kaldığı yer meme altıdır. Burada maharet, kalacak izi tam meme altı hattına denk getirmektir. Bu, cerrahın yeteneğine kalmıştır, çünkü protez konduktan sonra göğüs büyüyeceği için meme altı hattı değişecektir. Ameliyattan önce tam meme altına denk gelen yeri kalemle işaretlerseniz, meme implantı konduktan sonra genellikle bu işaretin meme üzerine doğru kaydığı görülür. İşte cerrahın yapması gereken, kesiyi, ameliyat sonunda tam meme altında kalacak şekilde yapmaktır. Bu biraz tecrübeye bağlıdır; cerrah tecrübeli ise kesi yapacağı yeri buna göre ayarlar. Koheziv silikon jelli meme protezleri kullanılacaksa kesinin meme altından yapılması kolaylık sağlar. Bu implantlar çok yumuşak olmadıklarından koltukaltı ve meme başından konulmaları çoğu vakada zordur.

3- Protez, koltukaltından da yerleştirilebilir. Bu girişimde, koltukaltında sadece 1.5 santimlik ince bir iz kalır, meme üzerinde hiç bir iz olmaz. İzin en az kaldığı yerdir. Meme üzerinde iz bırakmadığı için bazı hastalarca tercih edilebilir. Buradan koheziv silikon jelli meme protezlerini yerleştirmek çok zor olabilir, buradan girildiğinde genellikle serum fizyolojikli meme protezlerinin kullanılması tercih edilir. Koheziv silikon jelli implantları buradan yerleştirebilmek için en az 4 santim kadar bir kesi yapmak gerekir. İmplant, koltukaltından yerleştirilirken, direkt göğüs kası altına girilebilir ve böylece meme dokusuna hiç temas dahi edilmemiş olur. Bu yöntemde meme bezine kesinlikle hiç bir kesi yapılmaz, meme üzerinde hiç bir dikiş izi kalmaz. Ayrıca ameliyat sırasında kanamanın da en az olduğu yöntemdir. Aslında koltukaltından giriş yöntemi, serum fizyolojikli implantlar için planlanmış bir yöntemdir. Meme üzerinde hiç iz kalmaması, oltukaltında 1.5 santimlik incecik bir iz kalması en büyük avantajıdır. Lakin, son yıllarda hastalar silikon jelli implantları da koltukaltından koymamızı talep etmektedirler. Bu durumda dediğim gibi koltukaltında en az 4 santimlik bir kesi yapmak gerekir.

4- Bir diğer giriş yeri göbek deliğidir. Göbek deliğinden girilerek endoskopik yöntemlerle meme protezi yerleştirilebilir (“TUBA”-“Trans Umbilical Breast Augmentation”). Bu yöntemi uygulayabilmek için özel bir eğitim almak, özel cihazlara sahip olmak gerekir, her klinikte uygulanmaz. Bu yöntem ülkemizde uygulanmamaktadır ve tıp dünyasında son zamanlarda oldukça fazla eleştirilmektedir. Teknik olarak bir çok dezavantajı vardır. “TUBA” da protezin simetrik yerleştirilmesi, istendiği kadar ortaya getirilmesi zordur, göğüslerin ayrık kalma riski vardır. Pek fazla yaygınlaşmamış, dezavantajları sebebiyle uygulanmayan bir yöntemdir. Özellikle implantların koltukaltından konmaya başlamasıyla yaygınlaşmadan demode olmuştur..

5-  Son giriş yeri, karın germe ameliyatı sırasında karnın alt kısımlarına yapılan kesiden (sezeryan izi bölgesinden)protezin konmasıdır (“TABA”-“Trans Abdominoplasty Breast Augmentation”). Yukarıda bahsedilen TUBA yöntemine benzer. Pek pratik değildir, uygulanmamaktadır..

10) Protezler hangi anatomik bölgeye konacak? Meme dokusu altı mı, göğüs kası altına mı?

Protezin yerleştirildiği anatomik bölgelerin de dezavantaj ve avantajları vardır. Örneğin protezin, kas altına konduğu vakalarda iyileşme süresi daha uzundur. Protezin konacağı boşluk iyi oluşturulmadıysa hasta ilk 3-5 gün rahatsız edici şiddette ağrı çekebilir; kolunu hareket ettirmekte zorlanabilir. Bunun sebebi implantın altına yerleştirildiği pektoral kasın aynı zamanda kolumuzu kaldırmaya yardımcı bir kas olmasıdır. Altına yerleştirilen protez sebebiyle bu kas gerildiğinden başlangıçta bu sorunlar olur fakat hasta ilk bir hafta sonunda oldukça rahatlar. Ameliyatta, protezin konacağı boşluk iyi oluşturulmuşsa, göğüs kası yeteri kadar zayıflatılmışsa hastalar hemen hiç ağrı duymazlar ve ameliyat akşamı dahi eve gidebilirler; ama bu boşluk yeteri kadar iyi açılmazsa protez içeriden göğüs kasına baskı yapar; bu da ağrıya yol açar. Hastaların meme büyütme konusundaki en büyük korkuları bu ağrıdır. İmplantın konacağı boşluk iyi açılmışsa ve ameliyat sırasında göğüs kası yeteri kadar gevşetilmiş ise hastalar hiç ağrı çekmez.

Hastanın meme dokusu çok az ise genellikle kas altı yada dual plan yerleşim tercih edilir. Böylece protez, kısmen yada tamamen pektoral kasın (göğüs kasının) altında olduğundan, protezin dışarıdan farkedilmemesini sağlamış oluruz.

Protezin kas altına konduğu ameliyatlar daha uzun sürer, tekrar ameliyat gerekirse (mesela protezin çıkarılması gerekirse) ameliyat daha zor olur. Buna karşın ileride mamografi çekildiğinde, protez hemen meme dokusunun altında olmadığından mamografi daha düzgün çekilebilir.

Protez kas dokusu altına konduğunda, göğüslerde istenen büyümeyi sağlamak için meme dokusu altına konandan daha büyük bir protez konması gerekir. Kabaca örnek vermek gerekirse kas dokusu altına konan 240 cc. lik bir protez ancak meme dokusu altına konan 200 cc. lik bir protez kadar büyüme sağlar (rakamlar sadece örnek olsun diye keyfen verilmiş rakamlardır). Hastanın kendi meme dokusu hacmi çok az değilse, protez meme dokusu altına konabilir çünkü üzerini örtecek meme dokusu vardır, daha etkili büyütme sağlar, daha doğal bir görüntü sağlar, ameliyat nispeten daha kolaydır ve tekrar ameliyat edilmesi gerekirse (mesela ileride protezin değiştirilmesi istenirse) ameliyat daha kolay olur. Bunlara karşın meme dokusu altına konan implantlarda (özellikle meme dokusu az olan bayanlarda ve özellikle memenin dış-yan kısımlarında) protez ele gelebilir.

Protezin özelliklerine karar verildikten sonra sıra protezlerin nereden, hangi anatomik alana konacağına geliyor. Genel olarak protezler, aşağıda sıralanan 6 plana yerleştirilebilir:

PROTEZLERİN YERLEŞTİRİLDİĞİ BÖLGELER:
Meme dokusu altına, göğüs kasının fasyasının üstüne.
Meme dokusu altına göğüs kasının fasyasının altına.
Göğüs kası altına (kas kesisi düşük seviyede, tip I dual plan yerleşim).
Tip II dual-plane yerleşim (kas kesisi hemen meme başının altı seviyesinde).
Tip III dual-plane yerleşim (kas kesisi hemen meme başının üstü seviyesinde).
Ters dual plan yerleşim (implantın alt kısmı kas altı, üst kısmı kas üstü olacak şekilde).

NOT: Böyle çok çeşitli yerleşim şekilleri varsa bile implantlar genellikle kas altı yada kas üstü yerleştirilir. Son yıllarda dual-plan yerleşim de popülerleşmiştir.

Aşağıda solda ve soldan ikinci resimde normal meme anatomisini görüyorsunuz. Kabaca ifade edersek meme cildi altında meme bezi, onun da altında göğüs kası bulunur. İmplant, meme bezi altına yerleştirilebilir (sağdan ikinci resimde animasyon ile gösteriliyor); ya da implant, göğüs kası altına yerleştirilebilir (en sağdaki resimde animasyon ile gösteriliyor)

z

Aşağıda farklı bir çizimle meme implantının yerleştirildiği alanlar gösterilmiş. Meme ucu ile meme dokusu arasına hiç bir şey girmediğini, implantların daha derine (meme dokusu altına yada daha da derine, göğüs kası altına) yerleştirildiğini görebilirsiniz. Bu sebeple meme implantları emzirmeye engel değildir. Hastalar bu ameliyattan sonra bebek sahibi olurlarsa emzirebilirler. Hamilelik yada emzirme sırasında implantların çıkartılması gerekmez.

zz

Aşağıda dual-plan yerleşim şekillerini görüyorsunuz. Tip I dual-plan, bildiğimiz kas altı yerleşimdir. İmplantın alt kısmını kapatan kas dokusu sütüre edilmez ve implantın alt kısmı bir miktar kasın üzerinde kalır. Tip II’de, kas dokusuna yapılan kesi, meme ucunun hemen altındadır. Alt kısımda implant yine kasın üzerinde kalır. Tip III’de ise kasa yapılan kesi memeucunun üzerindedir ve implantın büyük bir kısmı bu seviyenin altında, kasın üzerinde kalır..

zzz

Aşağıda dual-plane (Tip III) yerleştirilmiş bir implant görüyorsunuz. Dual-plan yerleşimde, implantın üst kısmı göğüs kasının altında, alt kısmı ise kasın üstünde kalacak şekilde meme dokusu altına yerleştirilir. Altta kalan ve kasın üstünde kalan kısım, memenin alt kısmı ve meme ucunu ileri çıkaracaktır. Dual-plan meme implantı yerleşiminin hem kapsül kontraktürüne karşı koruduğu, hem de daha doğal sonuç verdiği söylenmektedir.

zzzz

Aşağıda kas fasyasının (göğüs kasının zarının altına) yerleştirilmiş bir implant görüyorsunuz.

zzzzz

MEME BÜYÜTME AMELİYATI SONRASI MAMOGRAFİ NASIL ETKİLENİR?

Protez, göğüs kası altına konduğunda ileride çekilecek bir mamografiyi daha az etkiler. Meme dokusu altına konan protezler, mamografide görülürler. 35 yaşın üzerindeki bayanlarda meme protezi konmadan önce bir kontrol mamografi çekilmesi önerilir. Ameliyattan sonra mamografi çekiliyorsa, mamografiyi çeken radyoloğun protezden haberdar olması gerekir. Mamografi çekilirken meme dokusu, mamografi makinasında sıkıştırılacaktır. Bu sırada sıkışmanın etkisi ile protezin patlaması çok zordur fakat yine de radyoloğun bu konuda bilgilendirilmesi gerekir.

admin

RELATED ARTICLES

Kalça, popo ve estetik çizgiler

Kalça, popo ve estetik çizgiler

“Vücudun uyumu için tek başına

READ MORE