Özürlü Çocuklarda Ağız Akıntısı Estetiği : DROOLİNG AMELİYATLARI

Özürlü Çocuklarda Ağız Akıntısı Estetiği : DROOLİNG AMELİYATLARI

Özürlü Çocuklarda Ağız Akıntısı Estetiği : DROOLİNG AMELİYATLARI

Spastik yada zihinsel özürlü çocuklarda en büyük sorunlardan biri ağızdan sürekli olarak salya akmasıdır. Aslında bu çocuklarda, ağızda tükrük üretimi, diğer çocuklara göre daha fazla değildir. Sorun, tükrüğün yutulamamasıdır. Yutma, aslında kas ve sinir ağları sayesinde başarılan çok komplike bir olaydır. Yutma sırasında dudaklar, dil, yutak, gırtlak, nefes alma kaslarının birlikte uyum içinde çalışması gerekir. Nörolojik sorunları olan çocuklarda bu komplike ve uyumlu çalışma bozulmuşsa, çocuk ağızda devamlı üretilen tükrüğünü yutamaz ve ağızdan sürekli salya akışı olur. Bu çocuklar çoğu zaman, salya akışı sebebiyle önlükle dolaşmak zorunda kalırlar. Bu istemsiz ağız akıntısı, serebral palsi geçirmiş, Down sendromu, Pierre-Robin sendromu olan çocuklarda yada bebekliğinde geçirdiği ensefalite bağlı nörolojik sorunları olan çocuklarda görülebilir. Hasta yetişkin yaşlara geldiğinde dahi salya akışı sürebilir ve bu durum hastanın ailesinin sosyal durumunu derinden etkileyebilir. Aile, yetişkin yaşa gelen hastayı önlükle sokağa çıkarmaktan kaçınır. Drooling ameliyatı ile salya akışı kesilen hastanın önlük olmadan sokağa çıkabilmesi, ailenin sosyal yaşamını tümden değiştirir.

Salya akışının nasıl durdurulabileceği araştırılmış ve bazı yöntemler tarif edilmiştir. Bu yöntemlere geçmeden bir kaç madde altında salya akışına sebep olan problemleri sıralarsak tedavi yöntemleri daha kolay anlaşılır; çünkü tedavi yöntemleri bu problemleri gidermeye yönelik geliştirilmiştir.
Baş hareketlerine hakim olamama: Bu çocuklar baş hareketlerine fazla hakim olamayabilir. Bu, başın öne eğik durmasına ve salya akışını kolaylaştırmasına yol açar.

Ağızın açık durması: Ağızın açılmasını sağlayan kaslarda spastisite varsa, bu kaslar devamlı bir kasılma durumunda olduğundan ağızdan salya akışı kolaylaşacaktır. Bu çocuklar devamlı biriken salyayı yutmak yerine, ağızlarını rahatça kapatamadıklarından akıtmaya meyilli olurlar.

Dudakları kapatamama: Ağızı açıp kapatan kaslar gibi dudak hareketlerini sağlayan kaslarda da spastisite olabilir. Bu durumda çocuk dudaklarını kapatamadığı için salya akışı olur.

Bilinçsiz dil hareketleri: Aslında biliçsiz dil hareketleri her bebekte normalde vardır ve meme emmeyi kolaylaştırır; fakat 3. aydan sonra artık bebek dil hareketlerine hakim olmaya başlar. Spastik çocuklar, diğer kasları gibi dil hareketlerine de hakim olamayabilirler ve bu da ağızdan salya akışına yol açar.

Yutma refleksinin yetersiz olması

Bu çocuklarda bir kaç farklı (cerrahi olan ve olmayan) tedavi yöntemi vardır. Ağızdan salya akışının azaltılması başarılı bir sonuçtur, ama önlüğün artık kullanılmaması tam bir başarı elde edilmiş demektir. Cerrahi olmayan, ilaçlı tedavilerin yan etkileri çoktur; bu yüzden tercih edilmezler. Cerrahi yöntemler ise direkt tükrük akışını kesmeye yönelik lokal ameliyatlardır; yan etkileri çok daha az ve nadirdir.

Cerrahi olmayan tedavi yöntemleri şunlardır:
Anti-kolinerjik ilaçlar
Psikoterapi
Hipnoterapi

Cerrahi tedavi yöntemleri şunlardır:
Sublingual (dilaltı) tükrük bezlerinin alınması..

Ağız içindeki en büyük tükrük bezi kanalı olan parotis kanallarının ağız içine açılış yerini değiştirmek yada tek taraf parotis bezinin kanalını bağlamak..

Submandibuler tükrük bezinin kanal ağızlarının yerini değiştirmek..
Tükrük bezlerinin salgı yapmasını sağlayan sinirlerin kesilmesi (kalıcı etki) yada buralara botox yapılması (6 aylık geçici etki)..

Bu hastalarda ilk yapılabilecek ameliyat dilaltı tükrük bezlerinin alınmasıdır. Dudaklara en yakın tükrük bezleri bu bezler olduğundan iyi sonuç alınır. Dilaltı tükrük bezleri alınabildiği gibi sadece kanalları da bağlanabilir. Dilaltı tükrükbezlerinin kanalları bağlandığında bu tükrük bezlerinde kist oluşumu genellikle görülmez; yan etki olarak dudaklarda kuruluk ta genellikle görülmez. Yanaklarda bulunan parotis tükrük bezlerinin kanalları bağlandığında ise hem ağız içinde kuruluk olabilir; hem de bu bezlerin kanalları bağlandığında bezde hemen şişme oluşur ve kistleşme olur; bu yüzden parotis bezlerinin kanalları genellikle bağlanmaz, ama kanalların ağız içine açıldığı yerler daha geriye, genize doğru uzatılır. Böylece parotis bezinin tükrük salgısı ağız içinden, daha geriye genize doğru olur ve hasta tükrüğünü yutmak zorunda kalır..

Drooling’in cerrahi tedavi planı genellikle şu şekildedir:
Dilaltı tükrük bezleri çıkarılır.. Submandibular tükrük bezlerinin kanalı ayrıştırılarak, tükrüğün akışı dilin arkasına doğru verilir. Böylece dilaltında yada ağız ön kısımda tükrük akıntısı minimale iner.. Bu aşamada da hastanın başını dik tutması ve dudaklarını kapalı tutması öğretilir..

Tükrük salgısı halen varsa bir taraf Parotis tükrük bezi feda edilir. Bezin kanalı ağız içinden kolayca bulunur ve bağlanır.

Bu ameliyatta amaç, ağız içinin tamamen kuruması değildir. Klasik olarak ilk yapılan ameliyat sublingual (dilaltı) tükrük bezlerinin alınması, bununla birlikte submandibular (çenealtı) tükrük bezlerinin kanalının, dil arkasına doğru verilmesidir. Bu sayede ağızın ön kısmında, dilaltında tükrük salgısı durur. Fakat yine de kulak önünde bulunan büyük parotis tükrük bezleri, faaliyet gösterir. Eğer hasta ameliyattan sonra yine başını öne eğik tutmaya ve dudaklarını aralık tutmaya devam ederse akıntı devam edebilir. Hastanın ağız ön kısımdan tükrük salgısı durmuş olsa bile yanaklarda (kulak önünde) bulunan Parotis tükrük bezlerinden salgı devam ettiğinden bu tükrük ağzından akacaktır. Ağız içi kupkuru olmadığından salya akışı devam eder. Ağız içi tükrük akışı teorik olarak istenirse tam anlamı ile kesilebilir, Parotis bezlerinin ve submandibular bezlerin de tükrük kanalları bağlanırsa tükrük salgılayacak büyük bez kalmamış olur ve ağız içi kurur, ama bu durumda da yemekleri yutmak zorlaşacaktır, dişlerin hijyeni bozulacaktır ve dişler çürümeye başlayacaktır. Bu sebeple en azından bir taraf tükrük bezinin sağlam bırakılması şarttır. Tükrük salgısı hiç bir zaman tam olarak kesilmemelidir, hasta, ameliyat olsa da başını biraz dik tutmayı ve dudaklarını kapatmayı öğrenmelidir.

Drooling ameliyatından bir kare.. Submandibular tükrük bezlerinin dilaltına açıldığı papillalar, tükrük kanalları ile birlikte kaldırılmış. Resim içindeki çizimde kitaptan alınmış bir çizim görüyorsunuz. Sağ ve sol kalanılın dilaltında ağız içine açıldığı papillalar birlikte kaldırılır; sonra bu mukoza adası, tam ortadan kesilerek ikiye ayrılır ve sol papilla, sol kanal ile birlikte; sağ papilla, sağ kanal ile birlikte dilin arkasında tonsiller fossa’ya dikilir.. Böylece bu kanaldan gelecek tükrük salgısı artık dil arkasına akacaktır. Hasta dilin arkasına gelen bu salgıyı yutmak zorunda kalacaktır..

admin

RELATED ARTICLES

Kaş Ekimi

Kaş Ekimi

Kaş ekimi operasyonu yaklaşık 2-3

READ MORE